Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Paylaşmayı öğrenmek

Paylaşmayı öğrenmek

Çocuklar özellikle, 5-6 yaşlarında paylaşmayı grup içinde öğrenirler. Bu yönüyle grup, çocuk için etkin bir öğretmen gibidir. Anne kucağından yavaş yavaş aşağı inen ve emekleyerek, eşyalara dokunmaya çalışan bebek bu süreçten itibaren çevresiyle iletişim kurmaya ve bir tür alış veriş içinde olmaya başlar.

Yani, bu dönem anneden bağımsız eşyalara dokunur, ev içinde emekler ya da yürür ve artık anneden ayrı bir benlik kurmaya başlar. Bu süreden sonra çocuk çevresinde rahat hareket edebilmekte, objelere dokunmakta ve varlığını tanımaya çalışmaktadır. Çocuk, eline aldığı şeyleri sahiplenir ve oyuncağını almak istediğinizde sıkıca tutunur "bu benim" der ve vermek istemez. Artık, kendine ait olan nesnelerin ötesine geçmiş ve ulaşabildiği her şeye benim demeye başlamıştır. Bir buçuk iki yaşlarına doğru çocuk keşfetme evreninde ivme kazanır. Bu dönem, bencildir, dünyanın kendi etrafından döndüğünü düşünür ve insanların kendi yörüngesinde hareket ettiğini sanır. Yani çocuk hayatla, objelerle, nesnelerle yeni tanıştığı dönemlerde bencildir, ben merkezlidir ve istediği her şeyin olmasını ister, eline aldığı şeyleri sahiplenir, vermek istemez. Çocuk arkadaşlarıyla oynarken de, bencil davranır, arkadaşı oyuncağını aldığında bunu geri verebileceğini düşünemez, kontrol duygusunu kaybettiğini sanır ve tepki gösterir. Hayatın başında çocuk bu şekilde bencil ve bireycidir. Bu geçiş sürecinde anne babanın verdiği temel eğitim önemlidir. Çocuk gelişim dönemine paralel olarak kontrolün kendisinde olduğunu pek kestiremez. Bu nedenle çocuğu zorlayarak, "şu harçlığından birazını arkadaşına ver ya da çikolatanın birini kardeşine ver" şeklinde zorlamak onun size karşı öfke geliştirmesine sebebiyet verebilir. Bu nedenle çocuğa paylaşmayı öğretirken öncelikle örnek olmak ve kontrolün onda olduğu duygusunu vermek gerekir. Mesela, anne, birlikte oyun kuracağınız oyuncaklarından hangisini arkadaşına vermek istersin? Diye sormalıdır. Bu durumda çocuk oyuncakları üzerinde kontrol sahibi olduğunu hisseder ve seçim yapma, karar verme konusunda nasıl davranacağını öğrenir. Oyuncaklarından birini arkadaşına veren çocuk, bunu geri alabileceğini de öğrendiğinde, bu konuda kontrolün kendisinde olduğunu bilir. Ve artık vermek daha kolaydır. Çünkü çocuk hayatın bir alış verişten ibaret olduğunu yavaş yavaş kavramaya başlar .

İmam-ı Gazali, aynı tabaktan yemek yiyen çocukların kardeşlerinin haklarına riayet etmeyi öğrendiklerini ifade eder. Yemekte kardeşinin hakkını da dikkate alan çocuk, sosyal hayata atıldığında insanların haklarına saygı gösterecektir. Aileler, çocukların kardeşleriyle ilişkilerinde bu kaideyi dikkate almalıdırlar. Aksi takdirde, kardeşler arasında çatışma, rekabet ve husumet kaçınılmaz olabilir.

Çocuklar hayatlarıyla ilgili kuralları akranlarından ve aile büyüklerinden öğrenirler. Çocuk, oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaştığında onlar tarafından sevildiğini görür ve paylaşmanın güzel bir şey olduğunu öğrenir. Öte yandan, arkadaşlarıyla oyuncaklarını paylaşmayan çocuklar grup içinde sevilmediğini ve dışlandığını hisseder ve bu davranışının doğru olmadığını görür. Anne baba, küçük yaştan itibaren çocuğa, Hazreti Peygamberin hayatından örnekler vermeli ve iyilik yapmanın, sahip olduğumuz şeyleri insanlarla paylaşmanın iyi insan olmanın şartları arasında yer aldığını ve Allah'ın iyileri mükafatlandıracağını anlatmalı ve çocuğa doğru örnek olmalıdırlar. Unutmamak gerekir ki, kendi hayatına taşımadığı şeyi çocuğundan isteyen ebeveynlerin bu sözlerinin çocuk için geçerliliği yoktur. Bu nedenle kişi hayatıyla, eylemleriyle, sözüyle ve özüyle de çocuğuna doğru örnek olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi