Rahmet damlalarının ıslattığı bir Mayıs sabahı İstanbul'dan uğurlamıştık Mavi Marmara'yı.

Gazze'deki insanlık dışı ablukayı delmek amacıyla Mavi Marmara'nın yolcusu olan kardeşlerimizi gıpta ile kucaklamıştık.

Bu yolculuğa çıkan kardeşlerimizin tek amacı insani yardım idi.

İngiltere'den başlayan bir yürüyüş Mavi Marmara ile devam ediyordu.

Mavi Marmara'nın yolcuları sadece Türkiyeli Müslümanlardan oluşmuyordu. Değişik uyruk ve değişik dinlere mensup çok sayıda aktivist vardı. Hatta siyonizmin insanlık dışı uygulamalarını protesto eden Yahudiler bile vardı Mavi Marmara'da.

Küçücük bir kara parasına sıkıştırılmış bir buçuk milyon insan en temel gıda maddelerinden bile mahrum bırakılmaktaydı. Sağlık hizmetleri ambargo yüzünden durmuş vaziyetteydi.

Dünyanın gözü önünde bir buçuk milyon insan ölüme terk edilmişti.

İşte Mavi Marmara'da tecessüm eden insanlık vicdanı Müslümanıyla, Hristiyanıyla ve Yahudisiyle bu insanlık dramına dur demek için ilerliyordu.

Uluslar arası zeminler çürümüş diplomasi iflas etmişti. Tek umut kapısı Mısır bile Gazze'ye kapıları sıkı sıkıya kapatmıştı.

İşte bu kapıların kapalı olduğunu, Gazze'de bir insanlık dramının yaşandığını görmezden gelen diplomasiye sivil toplum bu organizasyon ile cevap veriyordu.

Ablukayı delmek ve mazlumlara yardım ulaştırmaktan başka hedefi yoktu Mavi Marmara'nın. Amaç sadece insani yardımdı. Organizasyonun adı özellikle insani yardım konmuştu. Çünkü bu organizasyona her dinden insan katılmaktaydı. İnsanlığın ortak vicdanını temsil ediyordu Mavi Marmara.

Ama İsrail öyle değerlendirmedi. İnsani yönünü bir kenara iterek saldırmak için sadece İslami olduğunu ilan etti ve Filistinlilere yaptığının aynını Mavi Marmara'ya yaptı.

Mavi Marmara engellendi. Engellendi ama Gazze insanlık gündemine öyle bir düştü ki diplomasi uykusundan uyanmak zorunda kaldı, Mısır kapıları açma mecburiyeti hissetti, insanlık uyandı ve İsrail ne kadar afra tafra etse de yaptığına bin pişman oldu. Abluka gevşedi. Gazze azıcık da olsa nefes almaya başladı.

Ve Mavi Marmara insanlık vicdanının adı oldu.

Mavi Marmara anıtlaştı.

İşte insanlığın vicdanı olan o Mavi Marmara yarın İstanbul'a geliyor. Saat 13.00'te Sarayburnu'na demir atacak.

Giderken binlerle uğurlamıştık. Şimdi yüz binlerle karşılamamız lazım.

İbrahim Bilgen 61 yaşındaydı 6 çocuğu vardı, Mavi Marmara'da şehit oldu.

Çetin Topaloğlu 54 yaşındaydı Mavi Marmara'da şehit oldu.

Cengiz Songür 47 yaşındaydı 7 çocuğu vardı, Mavi Marmara'da şehit oldu.

Fahri Yıldız 43 yaşındaydı 4 çocuğu vardı, Mavi Marmara'da şehit oldu.

Cengiz Akyüz 41 yaşındaydı 3 çocuğu vardı, Mavi Marmara'da şehit oldu.

Ali Haydar Bengi 39 yaşındaydı 4 çocuğu vardı, Mavi Marmara'da şehit oldu.

Cevdet Kılıçlar 38 yaşındaydı 2 çocuğu vardı, Mavi Marmara'da şehit oldu.

Necdet Yıldırım 32 yaşındaydı bir çocuğu vardı, Mavi Marmara'da şehit oldu.

Furkan Doğan henüz 19 yaşındaydı Mavi Marmara'da şehit oldu.

Senin yaşın kaç bilmiyorum ama şehitlerin cesaretinden mutlaka sende de bir parça vardır.

İspanya bile Mavi Marmara'nın anıtını yaptı.

Mavi Marmara'nın sahibi olan bizler onu hak ettiği şekilde karşılamayacak mıyız?!