CHP’nin yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kurultay öncesi bir konuşmasında, Nazım Hikmet’in mısralarıyla partililerine ve milletimize seslenmişti:
“Akın var, akın!
Güneşi zapt edeceğiz
Güneşin zaptı yakın!”
diye haykırmıştı. Nâzım Hikmet, malum sevdasını sembollerle ifade etmeye çalışan büyük bir komünist idi. Bu mısralardaki güneş, komünizmdir. Nâzım Hikmet, Rusya’dan sonra, Türkiye’de de, komünist bir sistemi, çok yakın bir zamanda kuracaklarına inanıyor böyle yazıyordu.
Nâzım Hikmet, SALKIM SÖĞÜT şiirinde de kızıl kelimesiyle komünizmi anlatmak istiyordu:
“Birden/bire kuş gibi/vurulmuş gibi/kanadından/Yaralı bir atlı yuvarlandı atından/Bağırmadı/Gidenleri geri çağırmadı/Baktı yalnız dolu gözlerle/uzaklaşan atların parıldayan nallarına/Ah ne yazık/Ne yazık ki ona/Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak/Beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak/Atlılar, atlılar, kızıl atlılar atları rüzgâr kanatlılar”
Yukarıdaki mısralarda Nâzım Hikmet, bizim bildiğimiz atlılardan bahsetmiyor. Komünist arkadaşlarından birinin, (rivayete göre Vâlâ Nurettin’in) kendilerinden ayrıldığını, ama, diğer komünist düşünceli kişilerin, bütün güçleriyle komünizme doğru yol aldıklarını ilân ediyor. Komünistlerin gönlünde kızıl kelimesi de, yoldaş kelimesi de komünizmi ve komünisti ifade eder. Nitekim Kızıl Ordu komünizmin hizmetindeki ordu demektir. Ve yine komünizm lügatinde YOLDAŞ, komünizme samimiyetle inanmış, bağlanmış 24 ayar Komünist anlamında bir kelimedir.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin son kurultayında, bütün delegelere ve CHP’li dinleyicilere “YOLDAŞLAR AYAĞA KALKIN!” diye seslendi. Deniz BAYKAL dışında, herkes ayağa kalktı. BAYKAL, sadece ayağa kalkmamakla kalmadı. Haysiyetli bir siyasetçi olarak kurultay salonunu da terk etti.
CHP Kurultaylarında ilk defa, bir genel başkan, büyük bir cür’etle, binlerce kişiye YOLDAŞLAR diye hitap ediyor. Ve CHP kurultaylarında ilk defa, salonun bir köşesine Deniz Gezmiş‘in resmiyle, CHE GUEVARA‘nın kızıl yıldızlı beresi yeni genel başkanın kafasına geçirilerek asılıyor.
Deniz GEZMİŞ ve arkadaşları delikanlı komünistler olarak 1968 yıllarında, Türkiye’yi komünizme götürmek için yola çıkmışlardır. Jean Cormier isimli bir Fransız’ın, CHE GUEVARA isimli 430 sayfalık bir kitabını 1997 yılında okumuştum. CHE GUEVARA da yoldaşı CASTRO gibi Küba’yı komünizme götürmek için silaha sarılan, dağlara çıkan sonra Bolivya‘da 1967 yılında vurularak öldürülen bir deli fişek komünist idi.
Bizim yerli komünistlerimiz, CHE GUEVARA‘ya taparcasına bağlı kimselerdir. Atatürk, 1929 yılında, Ayın Tarihi dergisinde. Cilt: 20 sayı: 65 sayfa: 4791’de Komünistlerden: “Bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz, beyinsizler” olarak bahsediyor. “Biz ne bolşeviğiz, ne de komünistiz! Ne biri, ne diğeri olamayız” diyordu. CHP’nin yeni Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise, iktidara gelmek için meşhur komünistlere bel bağlıyor. Ben de Atatürkçü! İlerici! Devrimci CHP’ye Aslan CHP! Aslan! Aslan! Bu aklınla bin yaşa diyorum!