Keşke başta yapsaydık
İşte bu yahu!
İşte bu kadar da kolay üstelik.
Keşke bunu olaylardan önce yapsaydık.
Evet, içimizdeki ilim ehli olanları dinleseydik, bu keşkeleri de yaşamayacaktık. Bu da bir ders olsun bizlere.
Neden mi bahsediyorum?
Hani Maraş Olaylarının 32. yıldönümünde ilk kez Kahramanmaraş’ta toplanan Aleviler, olaylarda ölenleri anmak istemiş fakat program esnasında bazı gerginlikler yaşanmıştı ya. Biz de bunu “Maraş Bu Değil” diye yazmıştık hatırlarsanız. (https://www.habervaktim.com/yazar/31822/maras_bu_degil.html)
Şimdi o yazıyı hatırlayıp geçelim. Hatta onun biraz öncesini de ben hatırlatayım. Şöyle ki:
Bu toplantının medyaya yansımasıyla beraber Kahramanmaraş halkında bir telaş başladı. Kimisi “bu bir meydan okumadır. Başarırlarsa her yıl bir tahrik yaşanır” diyordu.
Kimisi “yeni bir olay çıkar da adımız yine teröre bulaşır” diyordu.
Kimileri haklı olarak “netameli bir dönemden geçiyoruz. Ergenekon duruşmaları, darbe davaları, seçim atmosferi var. Konjektörü uygun bulan derin yapıların tahrikleri olabilir” diyordu.
Herkes “nasıl olur da mani oluruz?” derdindeydi.
Ben tam aksi görüşteydim. Kaç yerde dedim ki, “keşke başka yerde anma yapsalar da Kahramanmaraş’a gelmeseler. Ama arkadaşlar, bu kadar endişeye veya korkmaya gerek yok. Nihayet yasal haklarıdır. Varsın gelsinler ve basın açıklamasını yapsınlar.
Ama daha önceden bizim sivil toplum kuruluşlarımız da bir açıklama yapsın. Hemen bir araya gelerek beraberce gitsin, buradaki temsilcileriyle görüşsünler. Medyayı çağırsın ve desinler ki “Bekliyoruz, misafirlerimizdir, kendilerine dondurma ikram etmek isteriz, bize de zaman ayırsınlar.”
Kur’an bize ne öğretti?
“Sana kötülük yapana iyilik yap. Bir de bakarsın ki o hasmın sımsıcak bir dostun olmuştur.”
İşte bu ayeti yaşamanın tam zamanıdır. Adamlar yasal bir hakkı yaşamak istiyorlar, bize ne? İstemeyen katılmaz, o kadar. Şimdi biz bir işi beğenmiyorsak, ona engel mi olacağız? Aynı muamele bize yapılsa ne deriz? Kendimiz için istemediğimizi, başkaları için nasıl isteriz? Bu gerginliğe ne gerek var. Bu ülke onlarındır aynı zamanda. Siz nasıl istediğiniz yere gidersiniz, onlar da buraya öyle gelirler. Hem bunda da vardır bir hayır. Siz bir şeyi çirkin görürsünüz amma, belli olmaz, belki de o bir hayırdır. Ne demiş koca veli:
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Bence yapılacak olan, olaya olumlu katkı vermek ve olumsuzu baştan önlemektir.”
Bu yapılmadı maalesef. Şükür çok büyük bir olay da olmadı. Bir gurup kanı deli yürüyüş yaptı. Kendilerince marifet sergilediler, aferin beklediler. Ama kimseden iltifat da görmediler. Keşke bu da olmasaydı. Ama neylersin, oluyor işte…
Fakat şimdi öğrendim ki sünni sivil toplum kurumları Pazarcığa kadar gitmişler ve Kahramanmaraşlı Alevi ve Sünniler Pazarcık Hacı Bektaşi Veli Derneği Pazarcık Şubesinde düzenlenen aşure programında bir araya gelmişler. Oluşan sevgi ve hoşgörü ortamında konuşan Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMETSO) Başkanı Mehmet Balduk, “Yezitlere fırsat vermeyelim” demiş.
İşte bu yahu!
İşte bu kadar da kolay üstelik.
Haber şöyle: “Maraş Olaylarının 32. yıldönümünde ilk kez Kahramanmaraş’ta toplanan Aleviler, olaylarda ölenleri anmak istemiş fakat program esnasında bazı gerginlikler yaşanmıştı. Aradan geçen bir haftanın ardından Kahramanmaraşlı Alevi ve Sünniler Muharrem Ayı nedeniyle Pazarcık ilçesinde düzenlenen Aşure Gününde bir araya geldi. KMTSO Yönetiminin de tam kadro katıldığı programda, muhabbet köprüleri kuruldu, birlik ve beraberlik mesajları verildi.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda aşureler ikram edildi, deyişler ve semah gösterileri sergilendi.
Törende konuşan KMTO Başkanı Mehmet Balduk, “Merhaba Canlar” diyerek başladığı konuşmasında, Alevi ve Sünnilerin arasına nifak sokmaya çalışanlara asla müsaade edilmeyeceğini söyledi.
100 sivil toplum kuruluşunun katıldığı bir toplantı düzenlediklerini ve Kahramanmaraş’a Cem Evi yapılması gerektiği kararının çıktığını vurgulayan Balduk, “Artık Kahramanmaraş’ta bir Cem Evinin yapılması lazım dedik. Hiç kimse itiraz etmedi. Bunun girişimlerine de yakın bir zamanda başlayacağımızı ümit ediyorum. Biz birlik içerisinde olmalıyız, dirlik içinde olmalıyız. Bu sayede halkımızın refah seviyesi yükselir. Bu gün Kahramanmaraş olaylarından sonra acınızı paylaşıyorum. Yüreğimde de hissediyorum. Bombanın atıldığı gün eşimle beraber sinemadaydım. Olayların hepsini yaşadım. Maraşlı olmayan provokatörlerin Alevileri de Sünnileri de, sağcıları da solcuları da nasıl kışkırttıklarını gözlerimle gördüm. Bu oyunlara bir daha gelmeyelim. Birlik olalım, dirlik içinde ekonomimizle büyüyelim. İnsanımızın refah seviyesini yükseltelim. Dost olalım dost kalalım. Hakikaten öyleyiz. Bu programı tertip eden Pazarcık Belediye Başkanı Kamil Dalkara’ya ve Kahramanmaraş’tan katılan sivil toplum kuruluşlarına ve hepinize çok çok teşekkür ediyorum,” diye konuştu.
Alevi Kültür Derneği Gaziantep Şubesi Dedelerinden Hüseyin Keskin ise her hak deyişlerinde, sevgiden, barıştan, hakça paylaşmaktan, insan hak ve hürriyetinden yana olduklarını ifade etti. Keskin, “Canlar kalbimizi temiz tutalım ki hak girsin batıl çıksın. Cüneydi Bağdadiye sormuşlar, ‘hak nicedir’ diye, hak bir su gibidir, su girdiği kabın rengine, girdiği kabın şekline bürünür. Vücudumuzu temiz tutalım ki hak bizim şeklimize bizin rengimize boyansın” ifadelerini kullandı.
Programa ev sahipliği yapan Pazarcık Belediye Başkanı Kamil Dalkara ise, bu birlikteliği görmekten yaşadığı memnuniyeti dile getirdi. Toplumun barış ve kardeşliğe ihtiyacı olduğunu söyleyen Dalkara, şöyle konuştu:
“Bugün bizim Alevi toplumu için önemli bir gündür. Kahramanmaraş’ta sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, din adamlarının, kanaat önderlerinin bugün bizimle birlikte olması bizi mutlu ediyor. Toplumun barışa ve kardeşliğe ihtiyacı var. Bunu da sağladığımızı düşünüyorum. İnşallah bu sadece Kahramanmaraş’ta kalmaz, çünkü ülkenin tamamının buna ihtiyacı var. Türkiye’nin Maraş üzerindeki bakış açısını bugün değiştireceğimizi düşünüyorum. Maraş’ta Alevi’si Sünni’si kardeşlik içerisinde yaşamış ve yaşamaya devam edecektir. Bizim burada verdiğimiz mesaj çok önemlidir. Bu tür çirkin davranışlara fırsat vermemek adına bu birlikteliği sağlıyoruz. Biz kardeşiz. Bunun ayrımını yapmamız mümkün değil. Alevilerin ve Sünnilerin tarih boyunca baktığımızda ayrı yaşamadığını görürüz.” (http://www.marashabermerkezi.com/501-alevi-sunni-kaynasmasi.html)
Evet, işte bu kadar dostlar. Korkularımızı yenmeli, hak ve hukukun hakemliğinde barış ve huzur içinde yaşamalıyız. Bu o kadar zor mu?
Hiç de değil.
Keşke sesimizi olay öncesi duyurabilseydik de bu güzelliği o kargaşadan önce yaşasaydık. Ama olsun, bunda da vardır bir hayır, gelecek yıllar adına ders alırız inşallah.
Ben de katkıları olan herkese teşekkür ederim.