CHP'nin rakibi MHP
Anamuhalefet partisi CHP, kurultayını yaptı, vitrinini yeniledi ve seçim çalışmalarına başladı. CHP'nin 12 Haziran'da alacağı sonuç, zincirleme siyasi neticelere yol açabilme potansiyeline sahip.
Sadece parti içi iktidar mücadelelerinde belirleyici olmayacak, çok kritik dönemde ülkeyi yönetecek parlamentonun yapısına doğrudan etki edecek. Kendi dışındaki muhalefet partilerinin başarısına ve yönetici kadrolarının geleceğine tesiri de ihmal edilmemeli. CHP seçim stratejilerini hazırlarken bütün etkenleri bir arada düşünmek zorunda. Sadece AK Parti'yi düşünerek yapılan yol haritası CHP'yi hedefinin uzağına düşürebilir. Elbette bir muhalefet partisi olarak iktidar partisinin oylarını düşürmek için uğraşacak. Ancak gerçekçi analizler ve doğru çıkışlarla önce anamuhalefetteki yerini sağlamlaştırmak zorunda. Karşı cephenin toplanma merkezi haline gelmek, ilk defa seçime giren Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceliği olacak. Aynı düşünceyi diğer muhalefet partilerinin taşıyacağı unutulmamalı. Herkes, pastanın büyük dilimleri olan AK Parti ve CHP'den koparmak isteyecek. Seçimi kazanacağına kesin gözüyle bakılan partiden seçmen koparmak zordur. 'Ben daha iyi muhalefet ederim.' tezini inandırıcı şekilde seslendiren parti, CHP'nin tabanını oyabilir. AK Parti ve CHP arasında geçişkenlik fazla değil. Her iki parti de MHP, BDP ve HAS Parti'den alabilir ve onlara seçmen kaptırabilir. Evvela mevcudu muhafaza etmesi gereken Kılıçdaroğlu, muhalefet pastasını paylaştığı partiler üzerinde fazlaca kafa yormalı.
MHP, sahil kentleri başta olmak üzere pek çok şehirde AK Parti'yle olduğu kadar CHP ile de yarışacak. Yerel seçimlerdeki ilan edilmemiş işbirliğini genel seçimlerde uygulamak imkânsız. Belediyelerde iktidar karşısında güçlü olanı desteklemek makul bir stratejiydi. Genel seçimlerde ise herkes kendi derdine düşecek. Mersin, Adana, Manisa, Balıkesir, Uşak ve Aydın gibi üç partili şehirleri kazanmak üzere, MHP ile CHP ölüm kalım mücadelesi yapacak. AK Parti buraları kaybetse bile onların neredeyse bulunmadığı şehirlerdeki yüksek oylarla açığını kapatabilir. Aynı şeyi CHP veya MHP adına söyleyemiyoruz. Kemal Bey bir yandan Güneydoğu'ya açılmak istiyor. MHP'nin ise böyle bir kaygısı yok. Bu da CHP'nin işini zorlaştırıyor. Kürt seçmene sıcak gelecek her mesaj sahilde MHP tarafından CHP'nin aleyhine kullanılacak. Kılıçdaroğlu'nun Kürt meselesindeki çekingen tavrının sebebi, sahilleri ürkütme endişesi. Ve haksız sayılmaz.
BDP, Güneydoğu'nun belli şehirlerinde birincilik için AK Parti'yle yarışıyor. Daha çok 'laik Kürtler'den oy alması beklenen CHP ortak geldiğinde, AK Parti'den ziyade BDP etkilenecek. Kemal Bey, Güneydoğu ile ilgili hesaplarını yaparken hedef kitlesini doğru belirlemek mecburiyetinde. BDP'nin tabanını çekme planları yapılmalı. 'Büyük parti olarak iktidara karşı sizi ben daha iyi savunurum' tezi elini güçlendirebilir. BDP tabanının kemik yapısı ve PKK'nın tehditleri ise CHP'nin handikapları.
Numan Kurtulmuş liderliğindeki yeni partinin öncelikle AK Parti tabanına talip olduğu söylenebilir. Fakat yapacağı muhalefet CHP'nin performansından memnun olmayan AK Parti dışında kalmış kitleleri etkileyebilir. HAS Parti, sola açık Müslümanlar ve İslam'a kapalı olmayan solcularla daha çok konuşuluyor. Bu tema, CHP'ye gidebilecek muhalif oyların aklını çelebilir.
Uzun sözün kısası Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi seçim stratejilerini oluştururken sadece AK Parti'yi düşünürse sürpriz bir yenilgi yaşayabilir. Normal olarak iktidar partisini eleştirecek ama bunun yanına diğer partilerin kendisi için oluşturduğu tehdidi ıskalamayacak analizler yapmak zorunda.