Kahraman Maraş yeniden ısıtılıyor mu?
Geçtiğimiz Pazar günü Poyrazköy’ün derininden ikinci cephaneliğe emniyet güçleri kazma vururken diğer taraftan Alevi olduklarını söyleyenler Kahramanmaraş’ın Müftülük meydanında 32 yıl öncesinin kanlı sahnelerini kaşımaya kalkıştılar.
Kaşıma, o yöre ile sınırlı değildi.
BDP de Diyarbakır ile Silvan’ı kaşıdı.
Hâlâ da “özerklik” adı altında kanı, kini, intikamı kaşıyor.
Kaşıma bizde tarihi bir hastalıktır. Kürtçülük bıraksa ya Ermenicilik veya Alevicilik başlar. Balyoz davası çıktı, ülke yeniden karıştırıldı.
Kahramanmaraş, 1978’lerde Alevi-Sünni çatışmasında 530 ölü, 1000 yaralı vermişti. Şimdi de aynı zihniyet bu yörede hareket halinde.
Alevi-Sünni sahnesi deyince, Ökkeş Şendiller’in irtibat bürosunun sık sık ekranlara taşınarak hedef gösterilmesi gözlerden kaçmadı.
Niçin Ermeni Garbiç Altınyan değil de Ökkeş?
Benim bildiğim, Kahramanmaraş olayları nedeniyle Ökkeş, milimine kadar 12 Eylül öncesinde yargılanarak aklandı ama Garbiç Altınyan, Adana Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinin 1984/109 esas sayılı kararı ile mahkum oldu.
Asala’nın eli kanlısı. Geldi karıştırdı, kayboldu.
Şimdi kimileri Yılmaz Güney’i göklere çıkardığı gibi Garbiç Altınyan’ın geride bırakmış olduğu kan izlerine basarak anma törenleri tertiplemeye kalkışıyor.
Hakimi öldüren Yılmaz Güney katil değil de aklanan Ökkeş mi katil?
Ökkeş Şendilli’ye soruyorum. Daha doğrusu o bize soruyor:
“Kahramanmaraş olaylarında öldürülen militanların yedisinin sünnetsiz olmalarını neye bağlıyorsunuz? Arka planını arayıp soran var mı?”
Devam ediyor:
“Şu andaki sözde anma olayı 32 yıl sonra nereden çıktı? Yerli Aleviler kesinlikle olaya katılmadılar ve de tasvip etmediler. Katılan varsa çok azdır. Kahramanmaraş’a dışarıdan gelenler kimlerdi ve ne istiyorlardı?”
Öyle ya ne istiyorlardı? Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Balkız’ın kritik bir ortamda Kahramanmaraş’ta işi ne?
Hem de bakın nasıl konuşuyor.
“Aleviler olarak kin tutmuyoruz. Ama incitile incitile incitilecek yerimizin kalmadığının da farkındayız.”
Yanı demek istiyor ki sabrımız taşmak üzeredir...
Taşarsa!..
Okullardan din dersini kaldırırsanız taşmaz.
Ezanı susturursanız taşmaz.
Köyleri ile mahallelerine cami yaptırmazsanız taşmaz...
Sade o değil. Çamur Yaşamı Destekleme örgütünün soruşturmaya konu olan olaylarına bakıyoruz, dehşet. Genç teğmenler kızlarla avlanmış.
Aslında bu olayı ben o kadar yadırgamadım.
12 Eylül günlerinde yapmış olduğum soruşturmaların altından aynı tuzaklar çıkıyordu.
O zaman da imam hatip öğrencilerini kızlarla tavlayıp dindar öğretmenleri şeriat yanlısı ile Mustafa Kemal aleyhtarı suçlamasında muhbir ve şahit olarak kullanıyorlardı.
Bu yolla çokça öğretmen kıyımı yapıldı.
Şimdi de dindar subayların tasfiyesi aynı odağın işidir.
Hainler her mahfilde örgütlendiler...
Bu örgütte cami imamı bile var...
Düğmeye bir yerlerden basılınca her birisi rengine göre devrede.
Balyoz... Sapı ele geçti, şimdi sıra başında.
Emniyet güçleri kazmayı balyozun kafasına vurunca çığlıkları Diyarbakır ile Kahramanmaraş’tan geliyor... Veya Başkent, çürük yumurtalarla kirletiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.