M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Köleler ve Özgürler

Köleler ve Özgürler

Malikü'l-Mülk yani mülkiyetin mutlak sahibi Allah'tır.

Sahibinin rızası dışında, mülkiyet tasarrufunda bulunulabilir mi hiç?

O'nun istemediği harcamalar yapılabilir mi?

Yapılırsa bu, ne ölçüde geçerli olur ki?

***

Kainat eksenli düşündüğümüzde canlı-cansız her varlığın yaratıcısı ve sahibi olan yüce Allah, bütün bu yarattıklarında mutlak tasarruf sahibidir.

İnsan da bu varlıkların en önemli ögesidir.

Marjinal gruplar hariç tüm insanlık alemi bunu böyle bilir ve kabul eder.

İnsan varlığı o kadar önemlidir ki; bütün varlıklar aslında sadece insan için yaratılmıştır.

Kainatta herşey ona hizmet etmektedir.

Peki, ya insan!?

O kime hizmet edecektir?

***

Tekrar başa dönerek sormaya devam edelim:

Mülkün sahibi olan Allah, insana da malik olma vasfıyla onun üzerinde tasarruf yetkisine sahip olduğuna göre; insanın hizmet muhatabı kim oluyor?

Elbette, insanı yaratan Allah!

Allah, insanın kesin muhatabıdır.

Allah'ın muhatabı da insan!..

Onun içindir ki, başta Kur'an olmak üzere bütün İlahi mesajlar insan içindir ve hepsi insana hitap eder.

Peki, insanın muhatabı olan Allah'a hizmeti nasıl olacaktır?

Hâşâ, Allah'ın hizmete ihtiyacı mı var?

Elbetteki yok, olamaz da!

Zaten ihtiyacı olsaydı, ilah olamazdı.

Allah her türlü noksanlıktan uzaktır.

***

O zaman hizmet'ten maksat nedir?

İnsan, Allah'a nasıl hizmet edecektir veya etmelidir?

İnsanın Allah'a hizmeti, Allah'ın mülküne hizmetidir.

Her hak sahibine hakkını vererek hizmetidir.

Hiç kuşkusuz, Allah'ın istediği şekilde.

Sadece O'nu hoşnut etmek için.

Çünkü insan da, diğer varlıklar gibi Allah'a aittir.

İnsan da, Allah'ın mülkündendir.

Tasarrufu da, Allah'ın yetkisi dahilindedir.

Dolayısyla insan, mülk sahibi nasıl istiyorsa öyle hareket edecektir.

O ne diyorsa odur.

Allah din ile bunu belirlemiştir.

Bu nedenle Allah'ın dinine göre hizmet, Allah'a hizmettir.

Aksi halde bu, mülk sahibine zulümdür, haksızlıktır.

Açıkça, O'nun hakkını gasp etmektir.

İnsan, şe geçici dünyada mala-mülke sahip birinin rızası dışında, onun isteği olmadan malını-mülkünü kullanabiliyor mu?

Başkasına ait mal-mülkte tasarrufta bulunabiliyor mu?

İşte, yaratılan insan da, yaratıcı Allah karşısında aynıdır.

Allah'ın rızası ve emri dışında insan, kendi varlığı ve hayatı konusunda keyfi bir tasarrufta bulunamaz.

Bulunursa nefsine uymuş, heva ve hevesine tabi olmuş demektir.

***

Bu durum, insanın hür iradesine, özgür olmasına engel değildir.

Tam tersine hak sahibine hakkını teslim ettiği için hürdür, özgürdür.

Çünkü gerçek özgürlük, hakka teslimiyettir.

Necip Fazıl'ın deyimiyle; "Hakiki hürriyet, Hakka esarettir."

İnsan, nefsine uyarsa nefsin kölesi, hakka uyarsa hakkın kölesi olur.

Şimdi görün bakın bakalım, günümüzde kendini özgür zanneden köleleri...

Ve onların köle zannettikleri özgürleri...

Kimler özgür, kimler köle!?...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi