Ucube heykellerle dolu bu memleket

Ucube heykellerle dolu bu memleket

Ayaküstü sohbet ediyorduk. Modern sanattan anlayan, CHP sempatizanı akademisyen bir arkadaşım, "Başbakan'ın tutumuna karşıyım ama laf aramızda, o heykel hakikaten ucube" dedi.
Kars'a gidip heykele bizzat bakmadım. Ekrandan ve fotoğraflarından biliyorum.
Teknik açıdan heykel olmasına heykel de... "Sanat" sıfatını hak edecek bir iş mi? Sanmıyorum.
En iyisi şöyle diyeyim:
Çevremde görmek istemem!
(Bazı okurlarımız, "Peki sen hangi heykeltıraşları seversin" diye soracaktır:
20'nci yüzyıldan Giacometti, Brancuşi, Henry Moore diyeyim...)
***
İslam'da heykel sorunlu bir alanı oluşturuyor ya... Bize heykeli modernleşme, çağdaşlaşma, Batılılaşma... Hasılı, "medenileşme" olarak sundular.
Keşke bu kadarla kalsa; sanatçılar heykeller yapsa, isteyen de bunları satın alsaydı...
Öyle olmadı ki!
Bir kere başımıza "Atatürk heykelleri" diye bir "şey" çıkardılar. "Şey" diyorum çünkü olay acayip kapsamlı.
Öncelikle bir sektör: Birileri bu işten para kazanıyor. (Kimsenin kazancında gözümüz yok.)
Asıl önemlisi: Atatürk heykelleri, vesayet rejimini topluma benimsetmek için kullanılıyor.
Bunun için de Atatürk heykellerini totem ve tabu haline getirdiler. Bir kere dikildi mi, bir daha kaldıramıyorsun.
***
Geçen gün bir arkadaş anlattı:
Eski bir devlet binasını satın alan şirket, binayı yıkıp otel yapmış. Ama çatlak patlak Atatürk heykeline dokunmaya çekinmişler.
Otelin bahçesinde dolaşırken, alakasız bir yerde insanların karşısında beliriveriyormuş Atam...
28 Şubat (1997) darbe döneminde ise Çılgın Kemalistler, "gerici" dedikleri insanların evlerinin önüne, Atatürk heykeli dikiyordu bir gecede.
Düşünsenize: Sabah perdeyi bir açıyorsun, karşında betondan bir Mustafa Kemal. Kaşlarını çatmış sana bakıyor.
Üstelik bunu izin almadan, karar çıkarmadan filan yapıyorlardı. Kimse bu açık suça, "suç" diyemiyordu.
Not: Siyasilerin cesaret edeceklerini sanmıyorum ama Atatürk'ü Koruma Kanunu' nun kaldırılması gerek.
Böyle kişiye özel kanun olur mu? Buna hukuk denir mi? Tayyip Erdoğan asıl bu ucubeden bizi kurtarsa ne iyi olur.
Ama tabii daha Anayasa'nın girişinde, özel isimden söz edersen, kanunda da o ismi korursun.
***
Neyse... "Heykel eşittir modernleşme" denklemi bizi bir başka noktaya daha getirdi:
Her türlü heykel, sanat diye yutturulur oldu.
Halbuki yok böyle bir şey: Kendine her heykeltıraş diyenin (ya da denilenin) yaptığı heykel "iyi sanat" değil ki!
Roman ya da şiir gibidir bu iş de: İyisi var, kötüsü var. Kalitelisi var, kalitesizi var.
Gidin güzel sanatlar bölümlerindeki hocalarla konuşun: Oraya buraya dikilen, abuk sabuk heykelleri tek tek saysınlar...
Ama eleştirilerini "aramıza kalsın" kaydıyla yapacak; özel durumlar haricinde medyaya "kayıt dışı" konuşacaklardır.
"Hocam, açıkça söyleseniz" dendiğinde ise dudaklarına fermuarı çekiverirler.
Niye? Çünkü meslektaşları, "Şeriatçıların eline koz veriyorsun" diye bunların üstüne yürür.
***
Oysa kendileri de farkında, örneğin İstanbul Beşiktaş Meydanı'ndaki heykelin zevksiz ve yersiz olduğunun...
Heykel sanatını ve şehirciliği bilen uzmanlar, "Etmeyin eylemeyin, bu heykel buraya olmaz, ille de istiyorsanız başka yere dikin" demişti.
Dinlemediler. İnadına diktiler. Öylece duruyor.
Kemal Kılıçdaroğlu partisindeki Hırçın Kemalistleri bu tip ucubeleri kaldırmaya ikna etsin; oyum CHP'ye!
Not: Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da bir âlem! Bunca zaman öğrenememiş mi Erdoğan'ın dobra dobra konuştuğunu ki ucubeye kılıf uydurma kalkıştı? Sonrası hayal kırıklığı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi