Sahi Yeşilay nerelerde göreniniz var mı?
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında'ki Yönetmeliği 7 Ocak 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu konudaki esasları belirleyen ve anayasanın 58. maddesi gereği gençleri koruma amaçlı olarak alkole ulaşımı zorlaştıran bu yönetmelik ile başından beri irtica ile ilişkilendirilmek istenen iktidar, şer'i düzene hazırlık yapmakla suçlanır oldu.
Cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği ve özgürlüğü sadece alkol ve kadınların çıplaklığıyla ölçen zihniyet, meseleye baskı rejimi kuruluyor mantığıyla baktı/bakıyor.
Oysa bu yönetmelik, 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu, 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun, 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 8/12/2004 tarihli ve 2004/8235 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesine dayanılarak hazırlanmıştır.
İktidar yeni bir kanun çıkarmamıştır aksine Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, yıllar önce çıkan kanun ve Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesini hayata geçiren bir yönetmelik hazırlamıştır. Hepsi bu.
Anayasa'nın 58. maddesinin ikinci fıkrası açıkça, "Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır." diyor.
Yönetmelik tam da bu maddeyi uygulamaya yönelik tedbirler alıyor.
Buna sevinmemiz gerekirken üzülmek, kimse kusura bakmasın, alkolden yana tavır koymaktır.
Alkol almanın zararlı olduğuna itiraz eden bir ilim adamı bulmak mümkün müdür?
Alkol kullanımını savunmak için insanın aklından zoru olması gerekir.
Medeniyeti alkollü içki ve kadın çıplaklığı ile ölçen sözde aydınların önyargıları bu yönetmeliği kabullenmeye ve hazmetmeye maalesef engel oluyor. Şaşılacak bir şey.
Halbuki münevver yani aydın kişi, insanlığa zararlı olan şeylerle mücadele eder, edemezse bile en azından sessiz kalır. Onlar tam tersini yapıyorlar, zararlı maddelerle mücadeleye karşı bayrak açıyorlar. Bunu da münevverlik zannediyorlar.
Aslında münevver falan değiller.
İliklerine kadar işlemiş olan bir kini kusuyorlar. İslam'a duydukları kini.
İslam alkolü yasaklıyor ya bütün sıkıntılarının kaynağında o var. İslam onlara göre bilim ve akla aykırı doğmalardan ibaret. Bir konu hakkında İslam'ın hükmünü duyunca tepeleri atıyor. Gözleri ne bilim görüyor ne akıl. Ne deney görüyor ne tecrübe. Tam da gözleri var görmez, kulakları var duymaz kalpleri var anlamaz cinsinden.
Dini hükümleri bir kenara bırakın, alkolün zararları hakkında tıbbın tespitlerini ve alkolün sebep olduğu zararları bir okuyun göreceksiniz ki alkol gerçekten her türlü kötülüğün anasıdır/kaynağıdır.
Mesela http://www.yesilay.org.tr/Raporlar.aspx adresine girin ve şöyle bir göz atın. Alkolün terörden daha tehlikeli olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla yayınlanan yönetmeliğin yetersiz olduğu kanaatine varırsınız.
Bilim ve akıl İslam'ın bir hükmünün doğru olduğunu tespit edince Müslümanın inancı kuvvetlenir, kuvvetlenmesi gerekir.
İslam alkolü yasaklıyor diye alkole karşı tedbirlere muhalefet etmek kör sağır ve kalbi kararmışların yoludur.
Ben şahsım adına alkol gibi insanı insanlıktan çıkaran bir maddeye hiç kimsenin, düşmanımın bile müptela olmasını istemem.
Halkımızın ve gelecek kuşakların sağlığı için yayınlanan yönetmeliği savunurum hatta yetersiz bulurum.
Bir insan olarak bir vatandaş olarak yasaklardan yana değilim ama insanın canına kasteden teröre yasak gelmesi ne kadar makul ise alkole de aynı yasağın gelmesini makul görürüm. Çünkü alkol sonuçları itibariyle terörden daha az zararlı değildir.
Teröre hayırlı olsun diyemeyeceğim gibi alkol zıkkımlananlara da afiyet olsun diyemem.
Allah kurtarsın derim.
Sahi Yeşilay nerelerde göreniniz var mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.