En çok Başbakan izlemeliydi o maçı
Seyrantepe’de yaşanan nankörlüğü, aymazlığı ve kepazeliği anlatmak istiyorum ama, kelimeler yetecek mi, kuşkuluyum..
¥
Ben ne liglerden anlarım, ne de herhangi bir lig maçını izlemişliğim vardır. Bilen bilir. Bu işin ekonomisiyle de doğal olarak ilgilenmedim. Hâlâ bilmem mesela bir futbolcu için ödenen para direkt onun cebine mi gider, eski kulübü aradan birkaç bir şeyler alır mı, sonra o futbolcuya aylık maaş da ödenir mi, SSK’sı yapılır mı… vs.. Bilmem.. Ama Galatasaray için yapılan fedakârlığı biliyorum. Sadece ben değil, milyonlarca Galatasaraylı da eminim biliyordur.. Detayına girmeyeceğim ama, GS’ye gönül vermesi karşılığında ihaleyi alan arkadaşın inşaatı sırasında, GS bayrağının nasıl indirildiğini hatırlıyorsunuzdur sanırım.. O yol benim işe gidiş güzergahım olduğu için, gelişmeleri gün gün takip eden sayılı adamlardan biriyim. Önce inşaat durdu, ardından, inşaat malzemeleri yakıldı, sonra bayraklar indi.. Şantiyeden aynı gün şöyle bir açıklama geldi; “Yarına kadar paralarımız yatmazsa, aha da buraya sarı-lacivert bayrağı çekiyoruz”.. Hatırlayın, Abu Dhabi Group’tan gelen para kurtardı Aslanların yattığı yeri.. Bütün bu serzenişimin altında GS taraftarına duyulan öfke var gibi görülebilir. Yanlış.. Her GS taraftarı Başbakan’a tepki gösterecekse Başbakan iktidardan düşer.. Ama her FB taraftarı, oy verirse, yüzde 80’le yeniden gelir.. Dolayısıyla temel olarak herhangi bir futbol taraftarlığının, siyaset üzerinde homojen etkisinin olmadığını bilirim.. Bu işin Galatasaray ile ilgili bile olmadığına inanmaya çalışıyorum hatta.. Seçimler öncesi, her fırsatı değerlendirmeye çalışan grupların, burada da karşımıza çıktığını düşünüyorum hatta.. Dahası Adnan Polat’ın Başbakan’dan özür dilemesi bile özünde, camianın o gece yaşananları sahiplenmediği anlamına gelir ki, bu TOKİ Başkanı’nı da temize çıkarır.. Çünkü bilen bilmeyen “TOKİ Başkanı öyle konuşmasaydı, böyle olmayacaktı..” diyecek/diyor.. Peki ama, gerçekten böyle olduğuna inansa, Adnan Polat neden esirgesin ki lafını..? Çok ciddi bir provokasyon yaşanmış ve sürü psikolojisiyle, binlerce insan bu provokasyona alet edilmiştir.. Bana sorarsanız, o gece orada neyi ve neden ıslıkladığını bilmeden protestoya katılan binlerce GS taraftarı vardı.. Acaba, o taraftarın vicdanı şimdi rahat mı?
¥
Su katıksız Fenerbahçeli bir adamdır Tayyip Erdoğan. Uluslar arası toplantılara bile sarı-lacivert kravatıyla katılır. İçten içe Kasımpaşalıdır da.. En az FB kadar önemlidir Kasımpaşa Başbakan için.. Peki ya Rizespor?.. Peki hangisi için böyle önemli bir fedakârlık yapılmış hükümetten? Bir bakar mısınız Allah Aşkına? Başbakan’ın, ezeli rakip olarak gördüğü Galatasaray için, en zor zamanda, kesenin ağzını açarak böylesine muazzam bir eseri tamamlamış olmasının karşılığı bu mu olacaktı? O akşam, o stadda o maçı keyifle izlemeyi en fazla hakkeden insana izletmediniz o maçı. O protestoculardan, buna çanak tutanlardan, yaşananları “demokratik tepki” gibi yutturmaya çalışanlardan, daha fazla hakketmedi mi Erdoğan o akşam orada o maçı izlemeyi?
¥
Söylemeyecektim ama, frenleyemeyeceğim kendimi.. Bu ülkede Galatasaray taraftarı Başbakanlar iktidardayken, birileri GS ile PKK’yı birlikte anıyordu ve kimse kılını kıpırdatmıyordu. Hatırlasanıza ne zaman sona erdi bu kara propaganda? Sonra Bay Hasip Kaplan, Diyarbakır için yaşananlar “ırkçılıktır” derken, Seyrantepe için acaba nasıl; “demokratik tepki” açıklamasında bulunduğunuzu anlamıyorum. Bu arada, “tepki koyan halkı anlamayana vuvuzella az” diyerek, MHP ile “vuvuzela kardeşliği”nizi de ilan etmiş oldunuz böylece. Hayırlı olsun. Kalın sağlıcakla...