Galatasaray istediğini aldı. Tabii, dolu dolu oynamaktan çok, turu geçmekti amaç. Oyun da yüzde 20 Galatasaray üstünlüğüyle geçti. Bir tek 10 kişi kalınca 4-5 dakika baskı yediler. Oyunun son bölümünde ise, uzatmalar dahil pozisyon vermeden, hatta iki tane de kendi adına pozisyon bularak bu seneki en büyük hedef doğrultusunda ilk etabı aştılar. Hagi, yine 4-3-3 başladı ve öyle bitirdi. Öyle bitirdi derken, kırmızı karttan sonra önde sadece Arda'yı bırakıp, Emre ve Culio ile 4-2-2-1 gibi kaldı. Yani oyuncu değişikliği, pozisyon değişikliği ve sistem değişikliği doğruydu. Antalyaspor 2-3 tane yeni oyuncusunu kullandı bu maçta. İlk yarıdaki performansıyla en yaratıcı isim olarak görünen Tita'nın olmaması, Galatasaray savunmasının dengesinin bozulmamasını sağladı. Tita özellikle ağır defanslara karşı çalımla kat eden, ikiye bir deneyen bir oyuncu olduğu için Galatasaray'a ters gelebilirdi.

ÇOK KOŞUYORLAR AMA...
Maç boyunca kısır ama mücadeleci bir oyun oldu. İki takım adına koşmayan, mücadele etmeyen oyuncu yoktu. İşte sorun da zaten burada. Bu kadar koşmalarına, mücadele etmelerine rağmen, iki takımın da üretkenlikten uzak olmaları, önümüzdeki dönem için soru işareti. Galatasaray tipik santrforsuz oynadığı için hücum kaliteleri tehlikeli bölgede etkili olmalarına yetmiyor. Santrfor diyebileceğimiz bir oyuncu olsa, kenardan gelen toplarda en azından stoperleri taşıyacak, içeri girecek Arda veya Aydın da böylece pozisyon bulabilecek. Veya ligin ilk yarısında göremediğimiz, sanki Culio'nun yapabileceği ceza sahası bindirmeleriyle gol üretebilecek. Yani, santrfor diyebileceğimiz bir oyuncu şart. Bu kadar mücadele ve temposuna rağmen üretkenlikten uzak olmalarının en büyük sebebi de bu bir oyuncu.
Ayhan dün iyi oynadı ama genelde defansın önünde kalıyor. Üçlü orta sahanın sağındaki Sabri özellik olarak kanat oyuncusu olduğu için içeride etkisiz kalıyor. Ceza sahasına girebilen tek oyuncu Culio da takımda santrfor olmadığı için etkili olabileceği bölgelere sızamıyor. Antalyaspor takımı Necati Ateş'in 3-4 uzaktan şutu ve Kenan'ın driplingleriyle pozisyon bulmak istedi.
Ama Mehmet Özdilek dönemindeki alışılagelmiş üretkenliğin dün çok uzağında kaldı.