Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Görmezden Gelince Görünmez Olmuyor

Görmezden Gelince Görünmez Olmuyor

Habervaktim’de gündeme bakarken, Samsun’da 2,5 aylık bir bebeğin açlıktan öldüğü haberini okudum. İşte böyle vakaları Deniz Feneri ve benzeri yardım kuruluşları duyuyor ve ilgileniyordu. Şimdi artık sadece haber olarak okuyoruz.
Türkiye Deniz Feneri, kuruluşundan bu yana; içişleri, maliye ve devletin ilgili kurumları tarafından yıl içerisinde defalarca denetlenir.
Almanya merkezli olaylardan sonra ise hukuki inceleme başta olmak üzere, yine ilgili kurumlar tarafından halen denetlenmekte ve ortaya toplu iğne kadar bile suiistimal çıkmadı.
Hal böyleyken bir kısım insanlarımızın, bilerek ya da bilmeyerek fitne ve fesat merkezlerini sevindirmeleri anlaşılır gibi değil.
Sözlerim sitemden uzaktır. Dinimize göre günahları da sevapları tartacak olan Allah’tır. Kimse Allah adına tartı memuru değildir. Kişi hüsn-ü zanla mükelleftir.
Görmezden gelince görünmez olmuyor. Görmezden gelince görünmez olduğunu zannettiklerimizi Deniz Feneri görüyor. Ya da birileri Deniz Feneri’nin kapısına yaslanıp, “Beni görün” diyor.
¥
İşte iki Deniz Feneri gönüllüsünün; “görmezden gelince görünmez olmayan” iki araştırmasından özet.
“Esenyurt’ta bir aileyi araştırmam istenmişti. Verilen adresi saatlerce aradım ve bulamadım. Çevreden tanıyan çıkmadı. ‘Bu adresi bulmam lazım, bunda bir iş var’ diye çalışmaya devam ettim.
Nihayet aradığım adrese ulaştım ama yardım isteyen aileden kimseyi bulamadım. Ailenin komşusu bir teyze; ‘Geç kaldınız!’ diye seslendi ve bilgi verdi:
Aile reisi uzun süre işsiz kalmış, bunalıma girmiş, intihar etmiş. Kocasını kaybeden kadın ise bir işyerinde çalışırken, çaresizliğinden yararlananlar tarafından yanlış işlerde kullanmışlar ve hapse düşmüş.
Evin iki çocuğundan birisi yetimler yurduna, diğeri akrabalarının yanına verilmiş. Dizlerimin bağı çözülmüştü, olduğum yere çöke kaldım. Bir müddet sonra kendime geldiğimde komşu hanım tekrar seslendi.
‘Evladım eğer bunların yakını iseniz benden 90 lira borç almışlardı, ‘Deniz Feneri gelecek bize yardım edecek, o zaman borcunu öderiz’ diyorlardı. Ama ödeyemeden darmadağın olup gittiler.’
Deniz Feneri sırtındaki ağır yüke rağmen her imdada koşuyordu, bu feryada da koşmuştu ama ‘koruyanların değil, vuranların yüzünden’ adresleri değiştiği için ulaşılamamıştı. Komşu teyzenin alacağı ise, Deniz Feneri tarafından ödendi.”
¥
Bir diğer olay.
“Araştırma yaptığım mahallelerden birinde oyun oynayan çocukların yanında sığınırcasına oturan bir kız çocuğuna; Neden çocuklarla oynamadığını sordum. Konuşmak için başını kaldırınca gördüm ki iki gözünde de ileri derecede şaşılık ve körlük vardı.
Birlikte evlerine gittik, bedensel engelli bir baba ve zihinsel engelli bir anne ile karşılaştım. Yoksulluktan kızlarını doktora götürememişler.
Hemen Deniz Feneri’ne kayıtlarını yaptırdım. Kız çocuğu hastaneye götürülüp, ameliyata alındı. Kızımız iki gözünü de kaybetmekten kurtulmuş, gözleri normalleşmişti.” Evet dostlar! Görmezden gelince görünmez olmuyor demek ki.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi