Başlıktaki önerme aslında bir tür niyet. Ve kuşku yok ki AK Parti’ye muhalif siyasi partilerle, siyaseti baştan dizayn etmek isteyen Ergenekon’un da aralarında olduğu grupların niyeti.. Bu tuzağa düşmek ise o kadar kolay ki.. Bir içki yasağı yalanı, bir Kars’taki ucube etrafında kopan fırtına, bir de tamamen provokatif bir tv dizisi için, (tamamen özerk bir üst kurul tarafından) verilen (son derece basit bir) bir uyarı cezası üzerine dönen tartışma, işte tam da bu niyete hizmet etme amacını güdüyor.. Bana lütfen söyleyin, en sancılı dönemleri hatırlayın lütfen. Bir anda, bir hafta içinde üç bomba tartışmanın birden kamuoyu önüne atıldığı bir dönem yaşandı mı hiç? Siz hiç mi kıllanmıyorsunuz? Bu tamamen, muhafazakâr-demokrat bir siyasi harekete, ekonomik, siyasi ve kültürel liberalizmi savunan kesim tarafından verilen desteğin çekilmesini sağlama hamlesiydi.. Daha evvel de denendi.. Galeri baskını, Allianoi meselesi falan hep bu çetenin ürünü.. Taraf da her fırsatta düşüyor bu tuzağa. Tek tek saymayacağım burada.
¥
Son kavga Kars’taki ucubeden çıktı biliyorsunuz.. Ahmet Altan, ucubeyi savunurken, nefes almadan saydırdığı Başbakan’a; “delikanlı mısın, adam mısın?” gibi kahvedeki ağız dalaşı sırasında bile söylenmeyecek sözler söyledi.. Hepimiz okuduk. Bunu eleştiren Mehmet Metiner’i ise “caş” olmakla itham etti.. Tam bu iki usta yazar arasındaki polemiğe kilitlenmiştik ki, sol açıktan başka biri daha göründü sahada.. tanıdık bir isim Melih Altınok.. Aklı yettiğince tehdit ediyor Mehmet Metiner’i.. Bir takım imalarda bulunuyor. “çok konuşma bak bildiklerimi açıklarım” havasında..
¥
Okuyunca kan beynime sıçradı.. Allah’tan o gün yazı günüm değildi.. Biraz geçti sinirim. Bugün biraz daha soğuk kanlı geçtim daktilomun başına.. Ama o günden beri biriktirdiğim bazı sorularım var.. Cevap vermeden hızla sorup kayıt düşmek istiyorum.. Sayın Altınok; Birgün Gazetesi’nde iken, Genç Siviller’i eleştirmek için “(...) Çongarların, Kütahyalıların, Oğurların, Mahçupyanların gazetesi imdatlarına yetişiyor. Yola getirilmesi gereken solcu gençlerle, satırlar devreye girene kadar yaptıkları demokratik tartışmalarda bu gazeteyi sallıyorlar havada. Açıyorlar çağdaş mizanpajlı kutsal gazetelerini. Besmele niyetine...” şeklinde tarif ettiğiniz Taraf Gazetesi’nde mutlu musunuz? Ya da mesela “(...) askeri vesayet rejimine karşı AKP’yi ‘sivil güçlerin öncüsü’ olarak cilalayan Taraf Gazetesi...” (Birgün, 10 Aralık 2008) diye tanımladığınız bir gazete, ihtiyaçlarınıza cevap veriyor mu? Ha bir de, merakımdan soruyorum; “Başbakan’a solcu danışman lazım” başlıklı yazınız, doğru anlaşılmadı değil mi?
¥
Diğer sorularım da şu Mehmet Metiner hakkındaki efsaneler üzerine.. Art arda sıralayalım.,. Demiş ki Metiner; “Erdoğan beni yanından Kürt olduğum için uzaklaştırdı”.. Sonra demiş ki Başbakan; “Bu Metiner’in yalakalığından ben de rahatsızım...” Önce böyle demiş Başbakan, ama hemen akabinde; kendi uçağında Konya, Muş ve Bitlis gezilerine götürmüş Metiner’i.. Diyorlar ki mesela “Metiner hükümetten, iktidarın nimetlerinden faydalanıyor...” Haketmediği halde, kendi mesleği olan medyadan bir kuruş para kazanmış mı acaba Sayın Metiner? Ona bu eleştiriyi yapanlar pasta yerken, Metiner evine ekmek götürmenin derdine düşmüş bir gazetecidir. Bakın çok açık söylüyorum; bu şekilde itham edenler, Metiner’in Başbakan’dan nasıl nemalandığını ispat etmezlerse, Metiner’in ‘Kürt olduğum için kovuldum’ sözünü ispat etmezlerse, Başbakan’ın “Ben de sıkıldım yalakalığından” dediği gazeteci çıkıp konuşmazsa, alayı müfteridir, ahlaksızdır.. Altınok’a gelince, senin hakkında Metiner’in yazdığı ‘sıfat’ların çıkış yerini bildiğini yazmışsın.. Delikanlı gibi gazetende de yazsana, karışsın bir bakalım sizin gazete.. Kalın sağlıcakla...