Milli Mücadele ve 23 Nisan
23 Nisan 1920’ye geldiğimizde, Milli Mücadele’nin en küçük rütbeli erinden en yüksek rütbelisine kadar hiçbir kahramanı, bu işin içinde çılgınlık olsun diye bulunmamıştır. çılgınlık hikâyeleri, gerçeklerin üzerine çekilen son romanesk örtüdür. Milli Mücadele’nin kadrosu, tepeden tırnağa, baştan ayağa gazilik ve şehitlik saikiyle hareket etmiştir. Ne şehitlerimiz çılgındır, ne de bu harbi kazanmış olan gazilerimiz!
23 Nisan’ın hakikatini bilmeye hazır mıyız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının, 97. yılındayız. 23 Nisan 1920’yi gören çok az kimse hayatta. O yıl doğanların çoğu da yaşamıyor artık. Türkiye neredeyse 90 yıldır 23 Nisan'ı “Milli Hâkimiyet ve çocuk Bayramı” olarak kutluyor.
23 Nisan 1920’de ilk Büyük Millet Meclisi’nin nasıl açıldığını bilen pek fazla insan da kalmadı; ancak 23 Nisan kutlamalarının nasıl cereyan ettiğini herkes biliyor. çünkü onyıllardır değişmez bir kutlanış biçimi vardır bu bayramın.
Biz bu kutlamaları, bu kutlamalar vesilesiyle devlet büyüklerinin konuşmalarını dinleyerek 23 Nisan’da Ankara’da olup bitenleri gerçekten anlayabilir miyiz?
Bu soruyu cevaplamaktansa, 23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara’da neler olup bittiğini, o günlerin kaynaklarından öğrenmeye zaman ayırmalıyız. 23 Nisan’ın hakikatini bilmek istiyorsak, buna mecburuz. Böyle bir niyetimiz yoksa, haminnemizin üfürükten masallarını dinlemeye ve millete de bol laiklik ihtiva eden nutuklar yutturmaya devam ederiz.
•
Hâkimiyet-i Milliye’deki haberler
Bu konudaki en sağlam kaynağımız, M. Kemal Paşa’nın çıkardığı Heyet-i Temsiliye’nin (sonradan Meclis’in) yayın organı olan “Hâkimiyet-i Milliye” gazetesinin haberleridir. O sıralar haftada bir yayınlanan Hâkimiyet-i Milliye’nin 23 Nisan nüshasından sonraki 25. sayısı, 28 Nisan çarşamba günü neşredilmiştir.
Bu nüshanın birinci sayfasında Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ile ilgili bir haber ve değerlendirme yazısı, onun altında da “Ahmet Fevzi Paşa” başlıklı kısa bir haber vardır. Bu haberde İngilizlerin baskısı sonucu istifa etmek zorunda kalan Salih Paşa Hükümeti’nin Harbiye Nazırı Fevzi Paşa’nın (sonradan Mareşal Fevzi çakmak) İstanbul’dan ayrılarak bir gün önce Ankara’ya ulaştığı, TBMM Başkanı M. Kemal Paşa ve bazı Meclis azâsı tarafından istasyonda karşılandığı duyurulmaktadır.
Birinci sayfanın diğer yarısı, Mustafa Kemal Paşa’nın imzasını taşıyan “Büyük Millet Meclisi’nin Memlekete Beyannamesi”ne ayrılmıştır.
önemine binaen büyük puntolarla dizilmiş olan bu beyannameyi, o günlerin havasının daha iyi anlaşılabilmesi için, aynen aktarıyoruz.
•
Büyük Millet Meclisi’nin Memlekete Beyannamesi
Anadolu’nun her köşesinden gelen vekillerinizin teşkil ettiği Büyük Millet Meclisi, olanı biteni dinleyip anladıktan sonra millete hakikati söylemeye lüzûm gördü. İngilizler tarafından satın alınan ve milleti birbirine düşürmek maksadını güden bazı hainler, sizi aldatmak için türlü türlü yalanlar söylüyorlar.
İzmir vilayetinin, Antalya’nın, Adana’nın, Ayıntab Maraş ve Urfa havalisinin düşmanlar tarafından işgali üzerine, silâha sarılan milletdaş ve dindaşlarınızı yine size mahvettirmek için padişah ve halifeye isyan sözünü ortaya atıyorlar.
Millet Meclisi halife ve padişahımızı düşman tazyikinden kurtarmak, Anadolu’nun parça parça şunun bunun elinde kalmasına mâni olmak, payitahtımızı yine anavatana bağlamak için çalışıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.