CHP ve insani yardım duygusunu yan yana koyabilir miyiz? Tarihleri boyunca böyle bir örnek var mıdır?
“Merhamet, dayanışma, yardımlaşma, paylaşma, acıma, sevme ve sevilme” gibi insani hasletlerin yaşanabilmesi için, öncelikle insanın CHP zihniyetine mensup “olmaması” gerekir.
Mesela yukarıda sayılan insani hasletlere dair CHP’li birinden birkaç örnek gösterilebilir mi? Milattan öncesinden değil, bugünden söz ediyorum.
Hayal bu ya, iktidara gelmek için “Aile Sigortası” adıyla her aileye 600 TL para vereceklerini söylemişler.
CHP adına konuşan ilgili kişi yapacakları yardım meselesini öyle bir bilinçaltıyla seslendiriyor ki insanın feleği şaşıyor.
“Bu silah çok önemli bir silah. Bu silah bizi iktidara taşıyacak bir silahtır.” Dondum kaldım lafı duyunca.
Bunların hiç mi “vicdan” ve “insaf” gibi tanıdık bir kavramları yoktur. İnsani bir yardıma bile silah diyebiliyorlar. Ve böylece iktidara geleceklerine inanıyorlar.
Bu ifadeler ailelere karşı yapılmış büyük bir ihanet değil midir? Parayla satın alacakları insanların oylarını silah olarak değerlendiriyorlar.
¥
Oysa bu ülkenin neresine giderseniz gidin, aklı başında hiçbir Müslüman, bile bile bunların bir dilim ekmeklerini yemez.
Taşıdıkları suyla abdest almazlar. Yine dikkat edin; köylerimizde, kasabalarımızda ve şehirlerimizde nerede bir cami varsa o camiler bile bunların evlerinin yakınında değildir.
Bayramlarda evlerine gidilip, yenilmez içilmez. Hele kurban bayramlarında hiç uğranmaz. Utanma belası kurban kesseler, bu sefer de dağıttıkları paylar alınmaz, alınsa da yenilmez.
Bir de muhtaç ailelere yardım edeceklermiş ve bu “yardım silahı” sayesinde iktidara geleceklermiş. Oysa 1950 yılında CHP zihniyetinin beli kırılmış ve tedavisi yoktur.
CHP zihniyeti ile Müslümanlığın barışması mümkün değildir. Adamlar varlıklarını İslâm ve Müslüman karşıtlığına borçludurlar.
Siyasi tarihleri boyunca İslâm’ın İ’sine, Müslümanlığın M’sine karşı bir kez olsun en küçük bir şefkat ve hoşgörü ile baktıkları vaki değildir.
¥
Mesela ilginç bir örnek vereyim.
Diyanet İşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu’nda; müftüler, vaizler, imamlar, müezzin ve diğer görevlilerle ilgili belki binlerce şikâyet vardır ve hepsi inceleme altındadır.
Şikâyetlerin yüzde doksan sekizinin sahibi ise CHP zihniyetli insanlardır. Ayrıca bu ülkede alnı secdeye giden her Müslüman, CHP’den ürker ve korkar.
Dolayısıyla bu milletin evlatları hesap gününe inandığı için malum zihniyetlilerin yaptığı hiçbir yardımı bile bile alıp kursağına götürmez.
CHP milletvekili adaylarından birisi Karadeniz tarafında ihtiyar bir ninenin suyunu taşır ve sonunda suyu taşıyan kişi kim olduğunu söyler.
İhtiyar nine suyu taşıyanın kim olduğunu öğrenince; “Oğul; ben bu suyla abdest alacaktım, sizlerin taşıdığı suyla abdest alınmaz” diyerek bir kova suyu döker.
Kısacası, CHP ile din asla barışmayacaktır.