Ersoy Dede

Ersoy Dede

Defne sizin evde ölseydi

Defne sizin evde ölseydi

Defne’nin ölümüyle ilgili herkes her şeyi yazdı. Defne’nin gençlere neden rol model teşkil etmemesi gerektiğinden, açık evliliklerin zararlarına kadar. Hatta, ufku geniş arkadaşlardan biri, 10 sene sonrasının yazısını bile yazdı.. “.. Ben Can. Siz beni tanımazsınız.. Annemin ölümüyle ilgili haberlere bakarken sizin yazınıza rastladım....” Daha ne komiklikler, anlatamam.. Peki Defne’yi, oğlunu, eşini, içtikleri barın sahibini, cenazedeki Mustafa Sarıgül’ü bile yazan medya, bir tek kimi yazmadı biliyor musunuz? Kerem Altan’ı.. Herkes Kerem Altan’ı yazıyormuş gibi yaptı.. Kimse yazmadı..
¥
Gelin önce o geceye gidelim biraz.. O geceyi içselleştirmezsek, doğru tespiti yapamayız.. Züccaciye dükkanındaki fil gibi, yerle bir ederiz ortalığı.. O yüzden dikkatlice ve anlaya anlaya çalıştım dersime.. Bugün bu yazıda, sadece tespit yapacağım. Baştan söyleyeyim. Kimseyle bir derdim yok. Sadece tespit yapmak niyetim.. Bu tespiti yapmalıyım.. Bu da gazetecilik namusum benim..
¥
En somut maddi gerçeklik alkol.. Defne ve arkadaşları o gece içkiliydi. Ben o kadarını biliyorum. Fakat daha fazlasını asıl bilmesi gerekenler de biliyor mu, bundan da emin değilim. Peki ben nereden biliyorum içkili olduklarını? Çünkü Kerem Altan söyledi.. Bu sözler ona ait; “...Alkolün de etkisiyle duygusal yakınlaşma oldu. Evime davet ettim, gelmeyi kabul etti....”, “.....Birkaç parça ekmek zeytin ezmesi ve peynir yedikten sonra alkol alıp almayacağını sordu. Yarım bardak votka verdim ve içti...” Şu durumda, ikisinin de alkollü olduğu konusunda Kerem Altan’ın ifadesi olduğunu biliyoruz. Peki ya başka bir şey? Mesela bir tür uyuşturucu.. Defne’nin alıp almadığı adli tıp raporunda çıkacak elbet. Peki ya Kerem Altan aldı mı uyuşturucu? Bilmiyoruz. Neden? Çünkü uyuşturucu testi yapılmadı.. Ne kadar gereksiz değil mi? Herhangi bir şey ima etmek istemiyorum. Sadece Defne’nin uyuşturucu kullanıp kullanmadığını, birkaç haftaya kadar öğrenmiş olacağız.. Peki öldüğünde baş ucunda olduğunu bildiğimiz gencin uyuşturucu kullanıp kullanmadığını neden araştırmıyoruz? Sadece uyuşturucu değil Kerem Altan ile ilgili merak ettiklerimiz.. Olayın tek tanığı nasıl oluyor da, ifadesini verdikten hemen sonra, daha cenaze çıkmadan serbest kalabiliyor? Çünkü, tüm Türkiye’yi hayrete düşürmüş olan ölüm vakası, Göztepe Karakolu’ndaki polisler tarafından şüpheli bulunmuyor. Sanırsın her gün 30’larında bir genç kadının, kocasından ayrı bir bekar evinden cenazesini kaldırıyorlar.. Olayın ardından tek şüpheli olan Kerem Altan’ın, ne muayenesi isteniyor, ne kan örneği alınıyor, ne telefon kayıtlarına bakılıyor, ne mesajları ya da messenger dataları kopyalanıyor, ne de bilgisayar ya da akıllı telefon imajları alınıyor. Hiçbir şey yok.. Arkadaşım, şüpheli bir ölüm yok mu ortada? Bu bir adli vaka değil mi? Defne’nin ölümü çok normal bir ölüm mü?
¥
Bakın şimdi, gazete okurlarının, Tv izleyicilerinin bilmediği bir şeyi açıklayacağım burada.. Gazeteciler, haber merkezlerinde oturup dururken, akşam haberlerine yetişecek şekilde, iki ölüm raporu, bir polis ifadesi bir de arkadaş beyanatı servis ediliyor.. İçeriklerini zaten biliyorsunuz. O akşam ana haberlerde izlediniz. Neredeyse bu dört veride de ortak nokta; “Hakettin bunu Defne Joy Foster” anlamının çıkıyor olması. Zaten bu yüzden Hıncal Uluç’un tespitine, (birkaç entel-dantel çıkışı dışında) kimse kızmadı.. Bazıları Hıncal Uluç’a dedi ya “empati yap, senin kızın olsa falan falan”.. Şimdi de ben diyorum; “empati yap. Defne herhangi birinizin evinde ölse, içerden çıkabilir miydiniz?” Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi