Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Mısır’ın ateşi söndü mü?

Mısır’ın ateşi söndü mü?

Mısır’daki rejim ateşini birilerinin yaktığı renginden anlaşılmıyor mu?..
Yıllardır dikta baskılara maruz kalan Mısır halkı, kendisini ateşe verip yakan bir mühendisin tahriki ile sokağa dökülmüşse de sonu beklendiği gibi gelmedi.
Örgütlenmiş olmayan hiçbir hareketin sonu gelemez...
Aynı düzeyde İran İslam devrimini düşünün.
Humeyni gibi karizması çok yüksek olan bir lider ufak bir işareti ile tüm İran halkını sokağa döküyordu. Hem de Humeyni İran’da olmadığı halde halk Şah gibi bir diktatörün rejimine karşı korkmadan kıyama başlamıştı.
Geceleri damlara çıkıp 12 milyonluk şehir tek ağızdan “Allahu Ekber Humeyni rehber” diye bağırdıkça Şah’ın yüreği ağzına geliyordu.
Şah’ın yüreği hopladı; askeri, polisi, zindanı para etmedi...
Dini demiyorum kısa kalır, İslamî bir lider, başına geçtiği cemaate iyice hakim olunca diktatörler çareyi kaçmakta bulur. Defolur giderler...
Mısır öyle olmadı, kimin ne dediği, kimin ne yaptığı belli değil. Her kafadan bir ses çıkıyor, Müslüman Kardeşler de bu olaylarda zayıf kaldı.
Veya eski tecrübesi gereği tedbirli adım atmayı yeğledi.
Obama’nın, “Bundan sonrasında Mısır eskisi gibi olmayacaktır” açıklamasından anlaşılıyor ki karışıklık sonucu ABD tarafı ağır basacak. Zaten Mısır Genel Kurmay Başkanı’nın olaylar çıkınca ABD’ye koşup gitmesinin anlamı oradan alınan talimata göre hareket edileceği kesindi. Nitekim öyle oldu. Bu arada Mübarek’in en büyük dostu olan İsrail’in kuyruğu sürekli havada... Başbakan Erdoğan’ın ‘İsrail bu işe karışırsa işler iyice karışır’ çıkışı ne kadar etkili olur bilemem. Görülen o ki Mısır içten değil, sonuçta dışarıdan şekillenecek. Öyle olsa da, Mısır halkı kaderine oynayanların artık farkında.
ABD son yıllarda Ortadoğu’da kaybetmekte olduğu siyasi prestijini Mısır yönetimine hakim olmakla elde etmek istese de bana göre çok geç. Çünkü İsrail gibi terörist bir devlet Ortadoğu’da, hem de İslam aleminin kalbi sayılan topraklarda zulüm estirdiği sürece ABD siyasi prestijini kaybetmeye devam edecektir.
Mübarek yönetimi dış politikasını her ne kadar İsrail’in varlığına bağlamış olsa da bu gidişat Allah’ın izni ile uzun sürmeyecektir. Müslüman Arap halkı artık diktatörlere karşı, hem de ABD ile müttefiki İsrail’e karşı, baş kaldırmıştır.
Taş yerinden oynadı ya, bundan sonrası yer çekimine kaldı.
Şu anda güç dengesi yönünden kıyamın zaferi kafi gelmese de ileride halkın bu kalın emperyalist zincirini kıracağından emin olabilirsiniz.
Hem de size şunu söyleyebilirim:
İsrail, bölgede kan döktüğü sürece halkın bilinçaltındaki isteği “Osmanlı Devletler Topluluğu”dur. Artık her kavim aynı istekte birleşiyor.
Öncelikle Ortadoğu’da... Devamında ise tüm dünyadaki Müslüman devletler Osmanlı anlayışında birlik kurmadıkları sürece emperyalistlere her an yenik düşecekleri gibi ülke zenginlikleri de ellerinden gidecektir.
Aklı eren, kafası azıcık çalışan her Müslüman bunun böyle olacağını biliyor.
Dağılma-darılma değil, birleşme zamanıdır.
O bakımdan, günümüzdeki hareketin odağındaki ünlem eskiye göre bölücü bir hareket olan aşırı milliyetçiliğin tarih olma zamanı geldiğine işarettir.
Artık fanatik milliyetçilik İslam aleminde para etmiyor.
“Osmanlı Devletler Birliği” bütün ihtişamıyla çıkıyor sahneye.
İslam alemi ayrı devletler olabilir, ama ittifak halinde tek bir parlamentoda birleşmeleri dünyanın gidişatını yeniden belirleyecektir.
Belki de bu oluş günümüzün Fatih Sultan Mehmet damgalı ortaçağ değişimine denk gelecektir. İslam alemi donuk kalma yerine dünyanın bir köşesinden İslam adına yeni bir çağ açmayı başarmalıdır. “Birlikten kuvvet doğar” anlayışı aynı zamanda Kur’anîdir.
Gelecek nesiller gidişatı bu şekilde anlayıp kavramalı ve de duruşlarına “Müslüman kardeşliği” bağlamında yön vermelidir. İdealsiz, niyetsiz, kıblesiz durma zamanı çoktan geçti.
Artık her kavim tabi olduğu İslam Milleti içerisinde tavır almak zorundadır.
Değilse, her birimiz bir köşede kurda kuşa yem olup gideceğiz.
“Mısır’ın ateşi söndü mü” sorusunun cevabı ise bu aşamada gayet açık.
Bana göre, yeni yükselmeye başlıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi