Vakit düşmanlarına gün doğdu
Vakit gazetesi, Cumhuriyet döneminin pislikleri arasında boy veren bir lale veya menekşe idi..
Elbette düşmanları olacaktı.. Nitekim İslâm’a muhalif olanların tamamı Vakit muhalifi, hatta can düşmanı idiler..
Pek tabii Hüseyin üzmez hadisesi üzerine atlayıverdiler.. Nasıl ki onlardaki lekeleri görünce biz yazıya geçiriyorsak, onlar da bizim lekelerimizi bulmaya, aleme ifşa etmeye meraklıydılar..
Baksanıza:
Ahmet Hakan’ından Ayşe Arman’ına değin eleştiri alıyoruz.. Haksızlar diyemiyorum.. Bu mesele ‘komplo’ demekle geçiştirilemez..
üzmez, Müslüm Gündüz, Abdüllatif Şener, Emin çölaşan, Vural Savaş, ve dahi ne kadar eski ünlü hukukçu varsa, hepsini sever sayardı. çoğunu “Devre arkadaşım” diyerek lanse ederdi..
Beni günahı kadar sevmezdi..
Amma ben de onu sevmezdim.. Aynı gazetede yazardık, fakat ne fikren, ne de zikren bir yakınlığımız vardı.. O daha Ankara’da iken bazı eleştirilerim olmuştu, aramızdaki bütün bağları koparmıştık..
Ha.. Bildiklerim, duyduklarım mı?
Mağdur durumdaki bir insanın arkasından konuşmak bana göre değil..
Ancak şu var ki, fikri temiz olan, temiz bir veya birkaç kavramı savunan insan kendine dikkat etmek zorundadır..
Seveni de, sevmeyeni de Vakit gazetesini dikkatle takip ediyorlar, ne gibi bir falso yapsa da hakkından gelsek diyorlardı..
Herkesin zaafları mercek altındaydı..
Böyle bir zamanda atılacak adımlar gelişigüzel olamazdı.. Olmaması için önce samimiyet, sonra da dikkat gerekirdi..
Yazık ki olmadı..
Daha dün denecek bir zamana kadar her türlü çatışmacı kıytırık TV programlarına davet ettikleri, konuşturdukları bir kişiyi sevdikleri söylenemez.. Şimdi o kanallar aleyhine geçtiler üzmez’in. Bence bu, Hüseyin üzmez’den ziyade VAKİT gazetesine yönelik bir hareketti..
Mertçe yıkamadıklarını çıvgara getirmek istediler..
İslâm'ı bu kanaldan tezyif etmekti niyetleri ve maksatlarına ulaştılar..
Suç kimde?
Savcı ve hakim olmadığımız için bekleyeceğiz.. Suç sabit olunca yine yazarız canımız sağ olursa..
Ben Hüseyin üzmez’i temizleyemem..
Dünya alemin gözü üstünde olan Vakit gazetesine üzülüyorum..
öte taraftan Tek Bir Giyim patronuna ne kadar vursalar, ellerinize sağlık derim..
İhlas..
Tek-Bir..
Az kaldı “Kelime-i Şehadet” kuaförü veya pavyonu açacak kurnaz ve samimiyetsiz İslâm tüccarları..
“Siz bizim Ergenekon’umuza saldırırsanız, biz de sizin bilumum kurum, kuruluş neyiniz varsa oraya saldırırız” diyorlar..
Haklılar.. Zira bu bir fikir ve kalem savaşıdır..
Ne kadar sosyal demokrat, postal demokrat, gri sol, bulanık sağ var, hepsi de VAKİT’in varlığından rahatsızdılar.. İçkiye karşı, kumara karşı, köksüzlüğe karşı, darbeciliğe karşı, edepsizliklere karşı bir Vakit’in zararını görüyordu patronlar ve avaneleri..
Dün manşetlere çekmişlerdi üzmez haberlerini.. Bugün köşelere yaydılar..
Bence suçlu değiller..
Suçlu olan bizim adamlarımız.. Ya da tedbirini almayanlar..
Henüz suç isnat edilene zanlı diye hitab ediyoruz.. Fakat muhalifler kaşelerini çoktan bastılar bile..
Bu uğursuz ve çirkin hadise “komplo” kelimesiyle bertaraf edilemez..
Bekleyeceğiz, amma sahiplenmeden.. Zira, sahiplendiğimiz husus bizi çukura düşürebilir..
Muarızlarımıza kabahat yüklemeyi bırakalım.. Neden başkası değil de üzmez olduğunun cevabını bulalım.. Neden Bursa’da?
Allah doğrulara yardımcı olsun..
-----------
Gitti sağ/sol, yerine oturuverdi sen/ben
Bakarsınız bir sabah Bolu’yu yutar Mengen
Seyreyle kayaları ve çatlar yalpalarsa
Cevap veremez sorsan, neden bozuldu dengen?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.