CHP’de kongrenin ardından

CHP’de kongrenin ardından

Hafta sonu yapılan CHP kongresinde herkesin bildiği ve beklediği gelişmeler yaşandı.
Aslında olanlara “gelişme” demek bile yanlış.
çünkü malûm olan şeylerin bir kere daha ilamı şeklinde geçti kongre.
Baykal’ın karşısına çıkan adaylar, mevcut delege yapısından dolayı aday bile olamadı ve Baykal, tek aday olarak girdiği kongreden bir kere daha Genel Başkan seçilerek ayrıldı.
“Bir kere daha” derken toplam sayıyı da verelim:
Baykal 10. kez CHP’ye Genel Başkan oldu.
Dahası, Baykal, bir süre önce Merkez Yönetim Kurulu’nda itirazcı tutumlar sergileyen birkaç “isyancı” dikeni de kongrede tasfiye ederek gül bahçesini yeniden tanzim etti.
Peki Baykal’ın her açıdan “zaferiyle” sonuçlanan bu kongre, CHP’nin temel sıkıntı ve sorunlarını çözdü mü, çözecek mi?
Tabiî ki hayır.
Kimse “Baykal kongre kazanamaz” demediki zaten.
Kimse, kongrede ortaya çıkanın dışında bir sonuç beklemediki.
Artık sağır sultan bile biliyor ki; Baykal’ın ve onun yönetimindeki CHP’nin temel sorunu kongre kazanamamak değil.
Sorun, kongreleri kazanıp seçim kazanamamak.
Bir türlü iktidar alternatifi olamamak.
ülke sorunlarına çözüm arayışları üreten velut bir muhalefet partisi olmak yerine, sadece iktidarların yaptığına itiraz eden ve bunu da her meseleyi “bir rejim sorununa indirgeyen” bir dille yapmak.
Mevcut siyasi partiler yasasının ve liderlerin istediği doğrultuda biçimlendirilen parti tüzüklerinin yardımıyla, kongre kazanmak zor değil.
Delege yapısını seni seçtirecek şekilde dizayn edersin; olur biter.
Ancak seçim kazanmak başka bir şey tabiî.
Sonuçta sandığa giden vatandaş, kimsenin adamı veya delegesi değil.
Söz konusu olan seçim sandığı ise, bir veya birkaç bin delegeni değil, vatandaşı ikna edeceksin.
Onunla duygudaşlık kurabileceksin.
Onun yüreğine gireceksin.
Ona güven ve itimat telkin edeceksin.
Vatandaşa, “Bu adam iktidara gelirse benim sorunlarım azalır” duygusu vereceksin.
Baykal bunların hiçbirini yapamıyor.
Bunun yerine arada bir kongre yapıyor ve “kazanıyor.”
Sonra da elde ettiği zaferle vaziyeti bir süre idare ediyor.
Ne zamana kadar?
Yeni bir seçime kadar.
Şu anda da görünen tabloya göre, Baykal, yerel seçimlere kadar kısmî bir rahatlık içinde olacak.
Sonra?
Sonra CHP yerel seçimlerde bildik hezimetlerden birini daha yaşayınca, parti içinde yine sızlanma ve şikâyetler başlayacak.
Belki parti disiplin kurulu yine hareketlenecek.
Muhalif sesler yine susturulacak.
Hatta duruma göre, belki yeniden kongre süreci yaşanacak.
Aslında CHP’nin sorunu belli:
Halkla buluşamamak.
Bunun nedeni de belli:
Halk proje üretmeyen, benzeri çok eski çağlarda kalmış bir pozitivizmden baskıcı bir sekülerizm çıkarıp siyaset adına halka sadece onu vaad eden, geniş toplum kesimleriyle duygudaşlık kuramayan ve tüm bu üretimsiz, kavgacı, felsefi olarak emek-sermaye çelişkisine yaslanmaktan yoksun ve totaliter sıkışmışlığını da “çağdaş sosyal demokrasi” diye ambalajlamaya çalışan bir anlayışa prim vermiyor.
Kongreler şöyle veya böyle kazanılabilir.
Sarıgüller, Koçlar, Oranlar şu veya bu şekilde tasfiye edilebilir.
Ancak…
İsminde “Halk” geçen CHP, “halkla niye buluşamadığı, halktan niye kopuk olduğu” sorusuna içtenlikli cevaplar bulup, sonra da siyasetin gereğini yapmadığı sürece…
Asla iktidar yüzü görmeyecektir.
-----------
münaşaka
İsimleri Genel Başkan adaylığı için gündeme gelen Baykal muhalifi Haluk Koç ve Umut Oran, parti tüzüğüne göre yeterli sayıda imza toplayamadıkları için aday bile olamamışlar.
Sonuçta kongre salonuna girdiler ya; o da bir başarıdır.
çünkü, örneğin Haluk Koç, kongre için çıktığı yurt gezileri esnasında CHP’nin bazı il binalarına bile alınmamıştı!..
---------
sözünözü
Göğün her yerde mavi olduğunu anlamak için, dünyayı dolaşmak gerekmez. (Goethe)


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi