Sayın Başkan zannımca bilmiyordu... Ne güzel ki, bir CHP’li sayesinde öğrendi! Hem de ne CHP’li!..

“Aaaah, ah” diyeceksin, “Kol taaa omuzdan kırık!..”


Bir “Ortaoyunu” seyrediyoruz...


Bir tarafta, özgürlük alanını genişletmeye çalışanlar ve öbür tarafta özgürlük düşmanları...


Bu böyle bir oyun...


Ve mutlaka bozulması gereken bir oyun..


•


Ben bu yolda bazı adımlar atmaya çalışıyorum...


Mesela...


Al sana bir örnek...


Aynur Bayram, bir “başörtülü” gazeteci..


İl gazetesi adlı bir “yerel” basın organında yıllarca çalıştı, çabaladı...


Primlerini doldurdu..


Ve “Komisyon” tarafından “sarı basın kartı” almaya layık görüldü...


Buraya kadarı iyi de...


Zulüm biter mi?..


Basın kartını alır almaz “haber”e koşan Aynur Hanım, Meclis’te faaliyet gösteren diğer gazeteciler gibi, “banko”ya gidip...


Geçici kart almak üzere “Sarı basın kartını” uzattığında...


“Maalesef hanımefendi” dendi kendisine:


“Bu kıyafetle Meclis’te faaliyet gösteremezsiniz!..”


İtiraz, mitiraz...


Baktı sonuç değişmiyor...


Birimin başındaki “beyefendi”ye gitti...


Ondan da aldığı karşılık...


Aynen şu oldu:


“Bu bizim uygulamamız değil.


Elimizden bir şey gelmez.


Başörtülülerin görev yapması yasak.


Meclis Başkanlığı bu meseleyi hallederse biz de seve seve yardımcı oluruz size!..”


Bizim Aynur Hanım ne yapsın...


Gitti, önde gelen Ak Partili vekillere...


Ve anlattı derdini...


O taraf duyarsız...


Kafalarda seçim var; liste var, onun bunun ayağına sabun koyma ameliyesi var...


Kim ilgilenir, “mesture”nin tekiyle!..


•


Kızcağız bana geldi...


Dedim ki;


“Bu işi çözse çözse CHP’liler çözer!..


Ve bilhassa da Canan Arıtman...


Hani şu başörtüsü meselesine ziyadesiyle takıntılı olarak bilinen Canan Hanım!..”


Olacak şey mi?..


MHP’lilerin ve hatta Ak Partililerin ilgi göstermediği bir meseleyi CHP’li Canan Arıtman sahiplenecek?..


Aynur Hanım; “Olacak iş değil” dedi.


Ben ısrar ettim...


Ve sonunda, Aynur Hanım, Canan Arıtman’la görüştü...


Sonuç mu?..


Harika!..


Canan Hanım, “Bu kadına yönelik ayrımcılıktır. Madem sarı basın kartını almışsınız elbette Meclis’te görev yapacaksınız!..” dedi.


Ve...


Demekle de yetinmedi...


Tuttu...


Meclis Başkanı Sayın Mehmet Ali Şahin tarafından cevaplandırılması talebi ile bir soru önergesi verdi!..


Nasıl hareket ama?..


Şimdi...


Sayın Şahin o soru önergesine bir şekilde cevap vermek durumunda!..


İnşallah...


Bu işle ilgilenen zatın partisine pırtısına bakmaksızın, “doğru-dürüst” bir cevap verir...


Ve cevapla da yetinmez...


Bu “kirli” uygulamanın ortadan kalkması için harekete geçer...


Sayın Mehmet Ali Şahin’den beklenen budur...


Canan Arıtman kendisinden beklenmeyeni yaptı...


Benim Mehmet Ali Şahin’im kendisinden bekleneni yapmayacak mı yani!


Laf!..


Hele bekleyelim de...


Görelim bir sonucu...


Görelim ve gösterelim!..