Mülayim Efendi ile sohbetimiz
Anlat Mülayim efendi anlat ki müstefid olalım...
Aklını zıplatan, beynini karıştıran, hafızanı sallayan ne varsa sen onları anlat...
Söz sende Mülayim efendi...
Birinci meselemiz:
Yahu mirim, ben şu yumurtalı protestoculardan bayağı işkillenmeye başladım...
Polis ve jandarma arıyor hiçbirinde bir anormal şey bulamıyorlar...
Giriyorlar salona, konuşma başlıyor... Konuşan hükümet mensubu veya taraftarı ise hurra yumurta yağmuru başlıyor...
Trende, otobüste, vapurda ve hatta uçakta bir işaret yetiyor yumurta protestoculuğuna... Nereden çıkarttıkları belli değil...
Yumurtalı protestoya ceza verilmediği için hakim efendi kaynağına gitmiyor...
Amma ben çözdüm...
Bu çocuklar veya bu büyükler galiba uyurken, uyanıkken, otururken, gezerken her yerde, gerektiğinde yumurtluyorlar... Yumurtlayıp karşı tarafa endahlıyorlar...
Tavuklara kabahat bulmayalım...
Kadınlı-erkekli protestocu ücretliler anında hem yumurtluyorlar, hem bakandı, milletvekiliydi, ne gelirse fırlatıyorlar üzerlerine...
İkinci meselemiz:
Bence herkes ayağını denk alsın...
MHP baş pehlivanı Devlet Bahçeli şu günlerde çok öfkeli...
Öfke bir yana, herkesi kulağından tutup Yüce Divan’a veya İstiklâl Mahkemesi’ne götürmeye yemini billah ediyor...
Hukuk-mukuk hak getire...
“Götüreceğim, cezasını vereceğim, vermezsem namerdim” yemini ediyor...
Ben Devlet beyi yakinen tanırım...
Pek öyle göz dolduracak bir yiğitliğini gören olmamıştır bugüne değin... Fakat esip gürlemesi herhalde “Baraj” korkusundan ileri gelmekte.
Bütün bu hırçınlıkları barajda boğulmaktan ileri geliyorsa, kendine müjdelerim:
Korkmasın zar/zorda olsa barajı geçerler... Amma hayalledikleri gibi tek başına iktidar olmaları aynen CHP gibi olur...
Üçüncü meselemiz:
Ne olacak bu Ergenekon’cuların halleri?
Kimi hastahaneye kaçıyor, kimi postahaneye, kimi de pastahaneye...
Dışarıda kalanlar-dost evladü ıyal caddeleri kesip uçan kuşlara ün ediyorlar:
“Türkiye laiktir, laik kalacak...”
Kalsın be anam, kalsın be bacım... Tüm derdiniz laiklik ise Cenabı Mevla sizleri de laikçi genel başkan Deniz Baykal beyin durumuna düşürsün...
Laikliğin künyesinde darbe yapmak farz mı, vacip mi yazıyor?
Mülayim efendi bir çıkış yolu da gösteriyor:
“Tutukluluk pek önemli değildir...
Aklınızı başınıza toplayın ve Sincan hakimine müracaatta bulunun...
Tutukluluk kararlarını anında kaldırır muhterem hakimimiz...
Endişeye ne lüzum var ki?
Evet, endişeye hiç lüzum yoktur...
Sanki Hüsnü Mübarek isimli ağababamız makamından mı oldu?
Dördüncü meselemiz:
Bu muhalefet benim olsa, yani ben iktidar başbakanı olsam, her saat başı oniki kurban keserim...
Niyesi var mı kardeşim?
Kemal Kılıçdaroğlu konuşunca iktidarın oyları en az yüzde on artıyor.
Devlet Bahçeli konuştuğunda ise vasati yüzde 7 artış oluyor...
Bu durumda kurban kesilmez mi? Üstelik şükür orucu da tutması lazım Erdoğan’ın...
Karşı taraftakiler sadece Ergenekon avukatlığına, Ergenekon sanıklarını milletvekili yapma çaçaronluğuna kilitlediler...
Ne ekonomi, ne hukuk, ne enerji, ne eğitim, ne sağlık, ne dış, ne de iç politika...
Varsa AKP gitsin... Yoksa Tayyip Erdoğan defolsun!..
Böyle muhalefeti Kuzey Kore’de bile bulmak imkânsız...
Benden bu kadar!..
Müslümanların Mevlüd Kandillerini tebrik ediyorum...
===============
Laf alır, laf satar Mülayim efendi
Gâh yürür, gâh yatar Mülayim efendi
Kürtlüğü, Araplığı, Çerkezliği var
Halis Türk saf Tatar Mülayim efendi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.