‘Yapayalnız Bir Kadın”ın kitabı çıktı!..
O Hanımefendi vicdanımız!..
Derinlere gömdüğümüz “Delikanlı” tarafımız.
“Kaybetmemek” için “kazanç”tan vazgeçen bizlerin, “kazanmak için kaybı göze almanın” zaruret olduğunu bilip de bilmezden gelen yanımız.
Her toplumun “vicdanını” açığa vuran insanlar vardır.
Ve “İNSAN” olmanın hakkını verenler de işte onlardır!..
¥
Bu “erkekler” dünyasında ve bilhassa da “erkekler” Türkiyesinde bir “Hanımefendi” pısmış kitlelere döndü ve...
“Ayağa kalkın” dedi:
“Hiçbir kaybın bedeli ‘Onur’ kaybından ağır değildir!..
Ve hiçbir ‘dokunulmaz’ inançtan güçlü değildir!..”
¥
Aytaç Kılınç, “üniformalı bürokrasi”nin en etkin, en haşin, en sorgulanamaz olduğu dönemde...
Ve...
Ne yazık ki, nice sakallıların, bıyıklıların pıstığı bir dönemde...
Çıktı ve koca bir “zulüm mekanizmasına” kafa tuttu!..
Ve çok daha önemlisi...
“Korkaklığa itidal kılıfını geçiren” ezik kitlelere, “Onu bunu bırakın da... Önce adam olun adam!” mesajını verdi!..
Bütün sınavlardan dereceyle geçmiş olduğu halde önüne bin türlü “engel” çıkaran zamanın “dokunulmazlarına”, hem de “dokunulmazlıklarının en koyu olduğu dönemde” bedel ödemeyi göze alarak kafa tuttu!..
Kolay mı?..
Koca koca bıyıklıların, cüzdanı kabarık, koltuğu geniş olanların “pıstığı” bir dönemde, bir “kadın...”
Hem de bir “Memure...”
Çıkacak ve görev yaptığı okullardaki “darbeci yolsuzluklarının” hesabını soracak...
Milletin boğazından kesilen paraların, birtakım “dokunulmazların” ceplerine gitmesini engellemek, gidenleri de “hazineye kazandırmak” için belge toplayacak...
Milli Eğitim’e başvurularda bulunacak...
Ve bütün bunlardan dolayı da...
“Bu kadını okuldan içeri almayacaksınız!.. Bin mahkeme kazansa da ona görev yaptırmayacağım... Sakın o kadın buralara gelmesin!..” EMRİ’ne hedef olacak...
Her attığı adım takipte, bütün telefon konuşmaları dinlemede...
Öyle bir baskı ki, sokakta örtünmesi bile suç!..
Hukuk siyasallaşıyor filan demekteler ya, laf!..
Ne Hukuk’u, “Bir okul müdiresi sokakta baş örtemez!” kararını bile gördük biz!..
¥
Aytaç Kılınç, Ergenekon’un da baş hedeflerinden oldu haliyle...
O Yapı’nın “harcanması gerekenler” listesinde!..
¥
İşte...
Bu Hanımefendi’nin kitabı çıktı;
“TÜRBANLI MÜDÜR
VE DANIŞTAY SALDIRISI.”
Bir yalnız kadının, bir yalnız Ana’nın “Roman” tadında eseri...
İnanın bugüne kadar eline kalem alan hiçbir kadında, ondaki akıcılığı görmedim...
Ve tabii erkekte de görmedim!..
“Höt” dediği an binlerce “Kahraman” Türk erkeğine “arka” döndürten bir gücün despotizmine, hukuk dışı uygulamalarına kafa tutan bir “Yalnız Kadın”ı öyle anlatmış ki...
Bir sütunda tarifi mümkün değil.
Okumak lazım, okumak ve okutmak...
Bir “İnanmış Kadın”ın nice “güçlü kudretli”, “nice dokunulmaz” adamlara karşı ne mücadeleler verdiğini ve
bir “İnanmış Kadın”ın ne güçlü bir “İNSAN” olduğunu idrak için...
Çağımızdan müthiş bir misal...
Aytaç Kılınç Hocam’ın önünde saygıyla eğiliyorum!..
..............
KİTAP BİLGİSİ:
Çaman Aytaç Kılınç, (2011),
“TÜRBANLI MÜDÜR VE DANIŞTAY SALDIRISI”, Nilüfer Yayıncılık.
İletişim: Nilüfer Yayıncılık, 0312 230 56 23