Tersine dönen süreç
28 Şubat sürecinin üzerinden 14 yıl geçti. Bu süreci icra sahfasına koyanlar, “1000 yıl sürecek” demişler ve adımlarını da buna göre atmışladı. Tabiî bu sözü söylerken kendileri inanmış mıydı onu bilemiyoruz, ama bu iddialı sözleri sarfederken inanarak söyledikleri anlaşılıyordu.
Sürecin üzerinden epey zaman geçti ve haklı olarak birbirinden dikkat çekici değerlendirmeler de yapılıyor. Böyle önemli bir ‘süreç’ için farklı değerlendirmeler yapılması da pek tabiîdir. Hakikaten bu ‘süreç’te sular tersine akıtılmaya çalışılmıştı. Şunu da hatırda tutmak gerekir ki, ‘suları tersine akıtma’ya çalışanlar sadece 28 Şubat sürecine imza atanlar değildi. Geçmiş dönemlerde de pek çok kişi suları tersine akıtmaya çalışmış, onların gayreti de ‘hebâen mensur’a (boşu boşuna) gitmişti.
Başlangıçta bu süreç “bin yıl sürecek” diyenler bugün tam olarak ne düşünüyor? Bunun doğru cevabını almak mümkün olmadı, çünkü o cenah bu günlerde umumiyetle susmayı tercih ediyor. Elbette bu susma, “Ya hayır söyle ya da sus” anlamındaki anlamlı bir susma değil, ‘duvar’a toslama neticesi yere yığılmaktan kaynaklanan bir suskunluk olur inşaallah...
28 Şubat sürecinin yıldönümünde ortaya konulan tepkilerden biri de başörtüsü yasağına karşı yapılan açıklamalar oldu. Yasağın mağdurları basın açıklaması yaparken “Bin yıl utanın” yazan bir afiş taşıdılar ki kanaatimizce bu çağrı, 28 Şubat’ın 14. yıldönümünde ‘birinciliğe’ aday bir tepkidir!
Millete karşı başlatılan bu süreç en çok da başörtülüleri mağdur etti. Son aylarda bu yasak kısmen yumuşatıldı, ama hiç kimse yasağın sona erdiğini düşünmesin. Hâlâ bazı üniversitelerde başörtülü olarak derslere girmeye izin vermeyen ‘bey’ler var. Şunu da unutmamak lâzım ki, yasak sadece üniversite öğrencilerini ilgilendiren bir uygulama değil. Yani, bütün üniversitelerde başörtülü derslere girmek mümkün olsa bile ‘başörtüsü yasağı’ sona ermiş olmayacak! Çünkü problem sadece üniversitelerle sınırlı değil. ‘kamusal alan’ diye tabir edilen yerler başta olmak üzere çoğu yerde yasak devam ediyor.
“Bin yıl” utanması gerekenler utanıyor mu bilmiyoruz, ama 28 Şubat süreci aslında başladığı gün tersine işleyen bir süreçtir. Milletin değerlerini dikkate almayan hiçbir süreç başarıya ulaşamaz. “Bin yıl sürecek” diye başlatılan süreç de böyle bir süreçtir. Millete rağmen başlatılmış ve sular tersine akıtılmaya çalışılmıştır. Elbette bu süreç devam ederken çok sayıda insan mağdur olmuş, haksızlığa uğramıştır. Fakat bir yönüyle de ‘uyanışa’ sebep oldu diyebiliriz. Gerçi bu süreci başlatanların maksatları milletin uyanması değildi, ancak aksiyle tokat yediler ve ‘şuurlu olanlar’ın sayısı çoğaldı.
Eğer bu sürece imza atanlar bugün pişmanlık duyuyorsa, millet onları da affeder, bağrına basar. Sadece bu pişmanlığın samimî olması ve millete ifade edilmesi şartıyla. Yok, aradan yıllar geçip hâlâ “Biz haklıydık” diyorlarsa kendileri bilir. Bu konuda milletten duâ alamayacaklarını bilsinler. “Bizim için duâ önemli değil, biz ‘laik’iz” diyorlarsa ona da diyeceğimiz yok. Ama şu gökkubbede ‘hoş bir sada’ bırakmanın önemine inanıyor ve ‘hesap günü’nü de hatırlıyorlarsa yanlışta ısrar etmelerine gerek yok. “Bilerek ya da bilmeyerek yanlış yaptık” desinler ve milletten özür dilesinler. Aksi halde “Bin yıl utanın” levhası her daim karşılarına çıkar...
İnşâallah bundan sonra hiç kimse “ters tepen süreç”leri başlatmaz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.