Taha Akyol

Taha Akyol

Hukuk ve gizli örgüt

Hukuk ve gizli örgüt

ERGENEKON soruşturması kapsamında dün evlerinde arama yapılan ve gözaltına alınanlardan sadece Nedim Şener’i tanırım. Nedim Şener’in “terör örgütü” üyesi olması, ordunun darbe yapacağı bir ortamı hazırlamaya çalışması mümkün değildir.
Hükümete karşıdır ama darbe ve terör yanlısı asla olamaz.
Böyle yakından tanıdığım bir insanın bile bu suçlamalara muhatap olması, Ergenekon soruşturmaları konusunda öteden beri dile getirdiğim “ölçü kaçıyor” kaygısını daha da güçlendirdi: Haklı bir soruşturmada ölçünün kaçırılması kaygısı...
Öbür gazeteci Ahmet Şık, Nokta dergisinde “Darbe Günlükleri”ni yayımlayan ekibin içindeydi. Şimdi darbeci olmuş olabilir mi?

Demokrasinin farkı
Hukukçu olduğum için ancak genel ilkeler açısından bir analiz yapabilirim; zaten elde somut bir olaya ilişkin bilgi yok.
Evvela şunu belirtmeliyim: Herhangi bir hükümeti halkın gözünde yıpratmak, hükümete karşı protestolar yapılmasını sağlamaya çalışmak demokrasilerde suç değildir!
Demokrasilerle otoriter rejimler arasındaki en önemli fark budur zaten.
Hatta demokrasilerde mevcut iktidarı yıpratmak için sivil platformlar, dernekler, organizasyon komiteleri kurmak bile suç değildir.
Ne zaman suç olur?
Şiddete başvurulduğu zaman suç olur.
Hükümeti şiddet kullanarak düşürme amacıyla bir örgütlenme yapıldığı zaman suç olur!
İster ordu eliyle, ister örneklerini çok bildiğimiz silahlı örgütler kurarak, şiddet yoluyla hükümeti ya da anayasal düzeni değiştirmek için örgütlenmek ve “hazırlık eylemleri”ni yapmak suçtur. Günlük dilimizde “darbe suçu” denilen suçun hukuki tanımı budur.

Suçlu gözüyle bakmak!
Ergenekon paketinin içinde “şiddet” ve “hazırlık eylemi” unsurları mevcuttur; bu sebeplerle soruşturma ve dava açılması hukuken elbette doğrudur.
Sorun, her organize muhalif çalışmaya Ergenekon faaliyeti diye bakılmasıdır!
Gazetecilerin durumu daha da kritiktir çünkü onların işi zaten nerede “gizli bilgi” şüphesi varsa üzerine gitmektir. Nedim Şener’in bütün yayınları bu niteliktedir, hiçbirinde “darbeye hazırlık” veya “terör örgütüne üyelik” şüphesi yaratacak bir içerik yoktur.
İşi araştırma olan herhangi bir gazeteciyi “gizli bilgiler edindi... Bilgisayarında gizli bilgiler bulundu” diye suçlamak, hukuka aykırıdır.
Bu suçlamayı yapabilmek için “şiddet” ve “hazırlık çalışması” niteliğinde bulgular olması, ya da “örgüte üyelik” şüphesi yaratacak nitelikte hiyerarşik ilişkilerin bulunması şarttır.
Sosyal ilişkiler, arkadaşlık veya meslek ilişkileri ve hatta ortak araştırma çalışmaları “örgütsel bağ” şüphesi için yeterli olmaz.
Evet, böyle karmaşık ve kapsamlı soruşturmalarda her şey ak-kara netliğinde değildir; değişik tonlarıyla gri alanlar çoktur. Böyle tereddütlü durumlar söz konusu olduğunda bile hukukun genel ilkeleri geçerlidir: Kanuna göre “şüphe” yetmez, “makul şüphe” olmalıdır, gözaltı için bu da yetmez, suça dair “emare”ler bulunmalıdır, hele tutuklama için şüphenin “kuvvetli” olması şarttır.
Bizde ‘tereddüt’ halinde bile kişilere “suçlu” gözüyle bakıldığının esef verici kanıtı, suçlu diye iddianame düzenlenip açılan davaların yüzde 50’sinin beraatla sonuçlanmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi