Ahmet Necdet Sezer, DİSK'i niye sever?
Gündem değişti, Nokta dergisinin geçen yıl yayınladığı 'Darbe Günlükleri' arka plana itildi. Halbuki "Bunlar iftiradır, hakarettir" diyenler davayı kaybettiğine göre artık gönül rahatlığıyla 'Günlükler'den söz edebiliriz. Etmeliyiz de! Tekrar tekrar okumalıyız.
'Günlükler' bize 2003-2004 dönemi kuvvet komutanlarının, darbe hazırlığı yaptıklarını, buna ' Sarıkız' kod adını verdiklerini ama Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi özkök'ün bunu engellediğini gösteriyor.
Dönemin Hükümeti ve AKP ileri gelenleri de olaydan haberli: Mayıs 2006'da Mısır'da Dünya Ekonomik Forumu toplantısı var... Başbakan Erdoğan, bazı bakanlar ve partililer orada... Danıştay saldırısı daha yeni yapılmış... Sohbetlerde saldırının ' Sarıkız'ın bir parçası olduğu söyleniyor... ( Hasan Cemal, 14 Mart 2007, Milliyet )
Yine 'Darbe Günlükleri'nden öğrendiğimize göre 'Sarıkız' çıkmaza girince, darbe heveslisi komutanlar içinde en şahini olan Org. Şener Eruygur (Jandarma) 'Ayışığı' kod adlı başka bir hazırlık yapıyor.
Soralım: AKP'lilerin bildiği 'Sarıkız'dan, en azından MİT'ten sürekli bilgi alan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in haberdar olmaması mümkün mü? Hayır.
Ama Danıştay saldırısı karşısında Sezer, "Bu saldırı laik cumhuriyete karşıdır" diye açıklama yapıyor.
2004'te darbecilerle masaya oturup pazarlık yapan gazeteciler, " Bu saldırı Türkiye'nin ' 11 Eylül'üdür " diye uydurma yazılar kaleme alıyor.
Sonuç: Saldırıda ölen Danıştay üyesi Mustafa Yücel özbilgin'in cenazesine katılan kalabalıklar, iktidarı yuhalıyor.
Ardından bir yıl geçiyor. Mayıs 2007'de yeni cumhurbaşkanı seçilecek. Cumhuriyet mitingleri dediğimiz gösteriler başlıyor.
Bu mitingleri düzenleyenler, ' sivil toplum kuruluşu' kisvesi altındaki " sivil devlet kuruluşları ". öne çıkan kuruluş da Atatürkçü Düşünce Derneği.
Peki, bu derneğin başkanı kim? Artık emekli bulunan Şener Eruygur !
Mitinglerin nasıl finanse edildiği merak edilirken ortaya bir belge çıkıyor: Meğer ADD'ye para verenlerden biri de, 10'uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'miş. Sezer eski parayla 225 milyar akıtmış bu derneğe.
'Kanun dışı' bir hareket değil bu elbette. çünkü ADD, 1993 yılında Bakanlar Kurulu'nun kararıyla " Kamu Yararına çalışan Dernek " statüsü kazanmış durumda.
Ama öte yandan baktığınızda hükümeti yıpratmak amacıyla mitingler düzenleyen, başkanlığını da darbe heveslisi generalin yaptığı bir dernek.
Kendisine ayrılan ödenekten tasarruf yapmakla övünen bir cumhurbaşkanının, böyle bir derneğe para kaydırmasının ne derece 'etik'e uygun olduğu tartışılır elbette.
Gelelim bugüne... Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ( DİSK ), " provokasyon olabilir, gelin mitingi başka yerde yapın " denmesine rağmen, " 1 Mayıs'ta ille de Taksim'e çıkacağım " diye bastırdı.
Sonunda sendikacılar ve onlara takılan marjinal örgütlerin militanları, Emniyet ile karşı karşıya geldi.
Gaz bombaları, cop, tekme, renkli su derken ortaya çok kötü bir manzara çıktı.
İşte bu ortamda DİSK Başkanı Süleyman çelebi'yi " tebrik etmek " için arayanlardan biri de Ahmet Necdet Sezer'di.
1 Mayıs 2000'de Sezer, Süleyman Demirel'in yerine cumhurbaşkanı seçilme aşamasındaydı.
DİSK ve diğer sendikalar ise 1999'da olduğu gibi o yıl da sakin, olgun, neşeli bir şekilde 1 Mayıs bayramını Abide-i Hürriyet'te ( Şişli ) kutluyordu.
özetle: Kimse bana bu hikâyenin, tesadüflerden ibaret olduğunu söylemesin!