Bu haftaki kitabımız Timaş Yayınları’ndan. Eserin adı; “His ve Fikir.” Yazarı ise Hekimoğlu İsmail.
His ve fikir ayrılığı, kişinin kendi kendisiyle kavga sebebidir. Kendisiyle kavgalı olan insanlar, dış dünyasındakilerle de kavgalıdır.
Hisleriyle hareket eden insanlar, fikirleriyle ne kendilerini ne de başkalarını ikna edemezler. Çatışmaların esas sebebi budur.
Bir insanın fikirleri çok güzel ve mantıklı olabilir. Ama hisleriyle fikirleri, fikirleriyle hisleri birbirini tamamlamıyorsa o kişi ya da kişiler; bulundukları ortama huzur yerine kargaşa, öfke ve sorun getirirler.
İşte Hekimoğlu İsmail, hisleriyle fikirlerini bütünleştiren, birini ötekine galip getirmeden bir dengede tutan “tam inanmış” bir insandır.
Hekimoğlu İsmail’in olduğu yerde barış vardır, sevgi vardır, anlayış vardır. Bencilliğe, kötülüğe, kavgaya, hırsa, kine, öfkeye yer yoktur.
Fikirleriyle hislerini ayna anda yoğurarak; “olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan” bir noktada ömrünü geçirmiştir.
¥
Yeni çıkan kitabı “His ve Fikir” bu çerçevedeki yazılarından oluşan bir eserdir.
27 Mayıs 1960’tan sonra ihtilalciler ve onların siyasi destekçileri CHP’lilerin; dini ve milli değerlere açtığı savaşa karşı direnen gazetelerden birisi de İttihad Gatezetesi’dir.
İttihad, sadece bir gazete değildir. Zübeyr Gündüzalp’lerin, Bekir Berk’lerin, Mustafa Polat’ların gayretiyle günün meselelerini ele alan, zamanın toplumsal ve siyasal olaylarını yorumlayan, tavrını koyan, adeta okuyucusuna rehberlik eden bir gazetedir.
Hekimoğul İsmail, yazarlığa bu gazetede adım atar. “His ve Fikir,” köşesinin adıdır.
1967-1971 yılları arasında İttihad’da yazdığı yazılardan oluşan bu kitap, o günlere ışık tuttuğu gibi, bugünkü mevcut darbeci zihniyetler ve onların desteklediği siyasi çevrelerin kimler olduğunu ortaya koyması bakımından çok önemlidir.
¥
Eserin önsözünde Hekimoğlu İsmail’in bir mektubu var. Kısaca ondan söz edeceğim ama dün kendisini ziyaret ettim, sevenlerine çok selamı var.
Şimdiye kadar Hekimoğlu İsmail’den başka hastalığına şükreden hiç hasta görmedim. Yine hastalandığına şükretti ve şöyle dedi:
“Demek ki Rabbim böyle buyurmuş, bir bildiği vardır. Bana düşen şükretmek ve ondan gelene katlanmaktır. Belki benim bilmediğim bir takım hikmetler olabilir. Ondan geldik ona döneceğiz, o zaman nasıl ve ne şekilde almak istiyorsa ben hazırım.”
Mektuptan bir paragraf aktarayım.
“80 yaşındayım. Hastayım, yürüyemiyorum Elhamdülillah. Allah’tan gelene razıyım.
Hasta yatağımda 50 yıl öncesine gidiyorum. İmanımızın yakıldığı günlere. Dini çalışmaların yasaklandığı yıllara.
Büyük Doğu Dergisi’ni Ermeni bir kitapçı kadından alırdım hem de gizlice. O kadın bir gün dedi ki;
‘Evladım her şey bozuldu, sizler gayret edin de düzelsin.’
O yıllarda yaşananlar ve verilen mücadeleler kitabın sayfaları arasında okuyacakları bekliyor.”
Bilgi için: Timaş Yayınları; 0212 511 24 24