Ayhan Çarkın yüreği
Ayhan Çarkın konuşmaya başladı, birilerinin etekleri fena tutuştu. Önce karşı kampanyalar başladı. “Daha evvel şöyle demişti, şimdi böyle diyor” diye.. Eskiden olsa karşılaştırmak zor olabilirdi. Fakat şimdi “google” diye bir şey var. İsteyen eski röportajları ile bugün söylediklerini karşılaştırabilir pek âlâ..
¥
Bir de eski özel harekatçılardan gelen telefonlar var.. Kimin telefonu aynı gün içinde 10-15 kez “merhaba ben eski özel harekatçı bilmemkim” diye açılmış?.. Sanırsın bütün özel harekatçılar sözleşmişler, “arayalım şu Ersoy’a bir ayar verelim” demişler.. Diyor ki eski özel harekatçılar; “Ayhan Çarkın uyduruyor. Hiç öyle şeyler olmadı. Atıyor. Kafası iyi. Haplı herhalde. Show yapıyor. Gündeme gelmeye çalışıyor. Kendi reklamını yapıyor. Dün ‘canım abim’ dediği İbrahim Şahin’i bugün satıyor. O operasyonlara hiç katılmadı ki. Haritada Diyarbakır’ın yerini gösteremez……” daha neler neler.. Eyvallah da, ne bu telaş beyler? Hayırdır inşallah. Neler oluyor? Yalansa yalan. İşte konuştu savcıya. Yarın mahkemede de konuşur. Yaman-gerçek çıkar ortaya. Niye yırtıyorsunuz kendinizi?
Ne diyor eski meslektaşları?
“O kadar çok sevdiği İbrahim Şahin hakkında bugün bak neler söylüyor”.. Yahu arkadaş, adam zaten “vatan uğruna” sıktığı kurşunların bile “vatan uğruna” sıkılmadığını fark etmiş. Daire başkanını yanlış tanıdığını fark etmesi çok mu şaşırtıcı?
¥
“Atıyor, sıkıyor, hepsi palavra” diyen çok bilmiş beyler.. Hatırlanması güç detaylarla anlattığı Perpa baskını, Pınarcık Katliamı, Çiftehavuzlar Operasyonu gibi spesifik olayların ayrıntılarına bakmanızı öneririm. İnternette tarayınca çıkıyor.
¥
Ayhan Çarkın, doğrudan kimseyi suçluyor ya da aklıyor değil. Hatta eğer suçluyorsa, başta kendini suçluyor diyebiliriz.. Ki bunun da kimse için bir sakıncası yok. Adamın yaptığı, geçmişte, bizim de şüphelendiğimiz bazı meselelerin, hiç de dışarıdan göründüğü gibi olmadığını söylemekten ibaret. Çok geriye giderseniz kafanız karışır. Dört-beş ay evveline, Hatay-Dörtyol’a gidin mesela. 4 vatan evladını gözyaşlarıyla sonsuzluğa uğurladığımız o hain saldırıya.. Ve hiç kuşku yok ki, saldırının ardından Dörtyol’da yaşanan kaotik ortama.. Sahi ne çıktı Dörtyol’un arkasından? O ve ona benzer bazı meseleleri çözmek için farklı bir perspektif sunan Ayhan Çarkın’a bu saldırı niye ki? Acaba, konuşunca bazı dengelerin sarsılacağına olan inançtan dolayı mı? Mesela Çarkın’ın “ölümü araştırılsın” dediği bazı polis memuru arkadaşlarının şehit düştüğü olaylarla ilgili dosyaların yeniden açılabilmesi olasılığı var mı? Annesinin, tabutuna sarılıp; “devlet memuru olarak yolladım, çeteci yaptınız” diye haykırdığı Oğuz Yorulmaz cinayeti dosyası. Basit bir bar kavgası olarak geçti kayıtlara. Öyle mi kalacak acaba? “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü” sözünü hatırlıyorum. “Bizi Veli Abi’ye sorun” diye haykırıyordu cezaevinin penceresinden Nuriş. Sorduk mu acaba Ergenekon’un DHKP-C ile ilişkisini Veli Abi’ye.. Şimdi de Ayhan Çarkın, Ergenekon’un PKK ile ilişkisini araştırın diyor. Ne diyor başka? Ayhan Çarkın’ın; “Kürtlere özür borcum var” diyerek Newroz’da kürsüye yürüdüğü tarih milat olarak kabul edilmedi. Dönemin siyasileri başta olmak üzere, herkes hesap vermeli. Ayhan Çarkın’ın yaptığını, bir eski bakan ya da eski milletvekili yapsa, Türkiye aydınlığa yelken açacak demektir. Kalın sağlıcakla.