Papaz efendilere bazı hatırlatmalar
ünvanını yazmak çok uzun ve zor. Kusura bakmayın, bu yüzden kurumun değil, sadece papaz efendinin ünvanını yazacağım. Anadolu episkoposu. Demiş ki: “Hıristiyanlığın dünyaya açıldığı topraklarda yaşama önceliğine sahibiz.” Toplantı Hatay’ın katolik kilisesinde düzenleniyor. Halkın umurunda değildir ama önderler böyle söylüyor.
“Bizim farklı dua, geleneklerimiz bize farklı yerlerden çok burada hepimiz için anı ve peygamberlik olarak kalacak olan bir kültür mozaği oluşturuyor. Bu, kilisenin tarihi boyunca ortaya çıkan insanın kırılganlığı sayesinde oluşmuş olan ayrılmaları derinleşmesine, incelemeye davettir.” Buraya kadar siz bir şey anladınız mı?
İnsanın kırılganlığı nedir, onun sayesinde (sebebiyle denecek herhalde) oluşmuş ayrılıklar ne demektir? “Başka yerlere nazaran (burada dedikleri Türk toprakları herhalde) daha iyi anlaşılan düşünce, litürji, gelenek ifade farklılıkları bir kültür bölünmesi değil hıristiyanlığın doğuşundan bu yana birçok çeşitlilik zenginliğidir.” Anlayan beri gelsin! Bu yüzden, ben bu metni anlamaktan vazgeçtim, en anlaşılır olan birinci cümleyi yazının konusu yapacağım. Daha doğrusu amacım metin üzerinde anlam çalışması yapmak, değil yeni çıkardığımız Vakıflar Yasası yürürlüğe girince (girerse tabii) sökün edecek Hıristiyan talepleridir. Bunların arkasındaki, her şeyin arkasında olduğu gibi, sionist talepleridir.
***
Biz, ne güzel, “dialog dialog” deyip duruyoruz. Onlar da dialog dialog, deseler ve böyle “dialog dışı” anlamları olan konuşmalar yapmasalar ya! Hayır, onlar hep isterler. AB gibi, Kiliseler Birliği gibi, Kiliseler olarak ülkeler olarak da isterler, vakıflar olarak da isterler. Biz de “hamiyetli” bir milletiz ya, AKP’nin bakanı “Yazıcı” gibi veririz, boyuna veririz.
***
Şimdi bu mantığı işletirsek, bizim de, İslâmiyeti götürdüğümüz ve o ülkeler için İslâm’ın doğuş yerleri olan toprakları acele boşaltmanız gerekir. O toplantıda, Ortadoks ve protestanlar da var.
Biliyorsunuz bizim Attila, İtalya’ya kadar gitmişti. Osmanlı zamanında da Balkanlar da yeşerdi Müslümanlık. Yunanistan’a kadar gittik, unutmayın. Hele Ermeniler, “Revan”ı ve Dördüncü Murat’ı hiç unutmamalılar.
Ayrıca şunu soracaktım, unuttum, “yaşama önceliği” ne demek?
Dedim ya, ben bu metinden bir şey anlamadım. Yaşama önceliği, “egemenlik” anlamına falan mı geliyor yoksa?
Ah Vakıflar Yasası ah! Ah AB ah! Ah Büyük Ortadoğu Projesi ah! İnsanlara ne anlaşılmaz metinler yazdırıyorsunuz.