Allahuekber
Nihat Genç bu haftaki konuşmasında eğer Anayasa değişecekse bunun başına "Allahuekber'' veya "Allah büyüktür'' maddesinin konulmasını önerdi. Bu çok etkileyici bir teklifti. Muktedir siyasette Allah korkusunun kalmadığı şu günlerde hatırlanması ve işleme konulması gerçekten de gerekli bir şeydi. Nihat Genç bence siyasetin şairidir. En baskın vasfı da büyük bir vicdan sahibi oluşudur.
Bir buluşu daha vardır ki o da meclisin ve siyasetin kırklanmasının şart oluşuydu. Meclisin, siyasetin, her şeyin... Bunun için de Türk halkının sahneye çıkması ve sandıkta bütün bu başımıza gelen ve gelmekte olan felaketlerin böylece temizlenmesi, yani kırklanması gereği ve umudu idi.
Bu haftaki Leman'da yazdığı gibi, Amerika'nın Irak savaşı sırasında iskambil kağıtlarında işaret edilmiş "Kurban''lara benzer kişilerin Türkiye'de topsuz, silahsız, bombasız, tanksız, çeşitli yollardan, hapishanelere tıkılarak işlevsizleştirilerek bertaraf edilmesi üzerinde de durdu. Irak'ın nükleer hayali silahlarının bizdeki Ümraniye soruşturmasında uygulanan bir yöntem oluşunu hatırlattı.
Bunları yazarken Nihat Genç'in üzgün çehresini görür gibi oluyorum. Aynı zamanda Sezen Hanım'ın bu açılımına destek vermeyenlerin "İki dünyada da lekelendiği'' gibi bir fetva verme hakkını nerden bulduğunu düşünüyorum. Hadi diyelim İngilizce, Yunanca falan söyler gibi Kürtçe şarkılar söylediniz süper starlar olarak; şarkıların içindeki o militanca mesajlar neydi ve şarkı aralarında yapılan konuşmalardaki o Jan Dark tavrı neydi?
Ne diyeyim Allahuekber!