Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

“Yeni CHP”nin yöneticilerine sorular -3-

“Yeni CHP”nin yöneticilerine sorular -3-

Son baskısı 1941 yılında Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından yapılıp, lise ikinci sınıflara ders kitabı olarak okutulan “Tarih II” isimli kitapta, Kur’ân-ı Kerim’in Allah kelâmı olduğu inkâr edilmekte, Kur’ân’a, hâşâ, “Muhamed’in koyduğu esaslar” denilmek suretiyle Allah da inkâr edilmektedir. Arkası sıra vahyin, cin ve meleklerin inkârı vardır.
Ayrıca kitapta ne Peygamber Efendimiz, ne ashab hakkında hiçbir hürmet ifâdesine yer verilmemiştir. Hatta 93. sayfada, Ezvac-ı Tahirat’tan (Efendimizin temiz zevcelerinden) “Muhammed’in karıları” şeklinde bahsedilmektedir.
Ayetlerin “vahiy” değilmiş gibi gösterilmesi ve Efendimiz’in kendi kendine söylüyormuş gibi sunulması da cabası: “Muhammed uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan âyetleri lüzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu (yayınlıyordu).”
“Muhammed bidâyette irticâlen dinî hitabette bulunan bir vâiz oldu. Vâizlikten Nebiliğe, Nebilikten nihayet Allah’ın resulü haline geçti.” (S.91)...
Ruhumuzu derinden ürperten, tüylerimizi diken diken eden bu görüşlerin, dinî eğitimin yasaklandığı bir devirde bütünüyle alternatifsiz olarak liselerde okutulduğunu da hatırlarsanız, fâcianın çapını ve boyutlarını kestirebilirsiniz.
Merakım şu: Dünü böyle olan CHP’nin bugünkü yöneticileri aynı konuda acaba ne düşünüyorlar? Aynı kanaatte iseler milletle nasıl barışacaklar?.. Yok onları “yanlış” buluyorlarsa, bunu ifade etmeli, ayrıca geçmişte yaptıklarından dolayı milletten özür dilemelidirler.
Geçelim... Ve sabır taşını çatlatma pahasına, kitaptan aktarmaya devam edelim:
“Muhammed’in çocukluğuna ve gençliğine âit malûmata sonradan katılmış çok uydurma şeyler vardır.” (Sayfa. 89)
“Kırk yaşına geldiği zaman peygamberliğini ilân ve vatandaşlarını, kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı yeni bir dine dâvete başladı.” (Aynı sayfa).
“Muhammed de Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı.” (Sayfa: 90).
Uhud Savaşı bakalım nasıl anlatılıyor? “Telâş ve korku içinde kendilerini kaybeden Müslümanlar canlarını kurtarmaktan başka bir şey düşünmüyorlardı. Muhammed bizzat firarilere ‘Buraya geliniz! Bana geliniz!’ diye bağırdı. Fakat, kendisini dinlemiyorlar, hiç durmadan dağa doğru kaçıyorlardı.”
“Muharebeden dönenleri karşılamak için Medine haricine çıkanlar Muhammed’i perişan bir halde, at üzerinde gördüler. Yüzü şişmiş, alt dudağı morarmış, sarkmış ve kanamış idi.” (Sayfa: 99)...
Peygamberimizin ölümü hakkında yazılanlar: “Daha Muhammed’in öldüğü anda bütün eski nifaklar, ihtiraslar, hırsıcahlar zincirden boşandılar; o derecede ki; hakkında korku ve hürmet beslenen Peygamberin henüz ılık cesedi, son nefesini verdiği basit odada unutulmuş ve ihmal edilmişti.”
“Ali ve yakın akrabaları, Muhammed’i, terk-i hayat ettiği kerpiç odada kimseye haber vermeksizin açtıkları bir mezara acele gömdüler. Peygamber’in karıları bile bundan haberdar edilmedi... Peygamber zamanında iyi geçinmiş olan bu fırkalar, şimdi yalnız kendi maddî ve mânevî menfaatlerini muhafaza etmekten başka bir şey düşünmüyorlardı.” (Sayfa: 116)
“Kendilerini bir arada tutan zat ortadan kalkınca teşkilâtsız, başsız, fikirsiz kaldılar; birbirlerinden şüphe ederek, birbirlerini kıskanarak evlerine kapandılar.” (Sayfa 116-117)
Gerçek Peygamber’e veryansın eden kitap, yalancı peygamber Müseylime’den nedense takdirle bahsediyor: “Hakikatte Müseylime de kıymetsiz sayılmayacak ahlâkî ve dinî bir mezhep ortaya koymuştur.” (Sayfa : 112).
Evet, merak ediyor ve soruyorum: Bugünün CHP yöneticilerinin bu konular hakkında fikirleri nedir?
Devamında Kâbe konusunda neler söyleniyor, bakalım...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi