Niye ibret almadık?
Toplumun kıymeti, fertlerinin kıymetinde gizlidir.
Toplumu oluşturan fertler ne kadar ahlaklı, bilgili, kültürlü, seviyeli, olgun insanlarsa, toplum da o kadar ahlaklı, kaliteli ve kıymetli olacaktır.
Dolayısıyla o toplumu idare eden siyasetçiler ve idareciler de o kadar ahlaklı, kaliteli ve kıymetli olacaktır. Bizatihi yönetim biçimi ve kurumlar da o oranda kıymet ve kalite kazanacaktır.
Toplumsal yapı öylesine sağlam ve kaliteli olunca, elbette o toplumun alimleri, önderleri, bürokratları ve memurları, adaletli, düzen ve intizamlı bir toplum için çalışacak, gelecek nesli gayet güzel yetiştirecek, ülkenin yer altı ve üstü zenginliklerini en faydalı bir şekilde kullanarak refah seviyesini yükseltecek, kötülüğe, düzensizliğe, ahlaksızlığa, adaletsizliğe ve anarşiye imkan vermeyecektir.
Toplumun ve devletin bu kıymet ve kaliteyi yakalaması, ancak İslam’ı uygulamakla mümükündür.
İnancı, ibadeti, hukuku ve ahlakıyla Allah’ın (azze ve celle) dini İslam’ı bir bütün halinde uygulamakla ahlaklı ve faziletli bir birey ve topluma, ancak din ile erişilir., bunun aksini iddia, tarihi gerçeklere de aykırıdır, yaşanan gerçeklere de…
Merhum Mehmet Akif:
“Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır:
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.”
Derken çok haklıdır.
Bu gün yanlış olan, dini sosyal alandan, yani idareden, eğitimden, ekonomiden ve hukuktan uzak tutmaktır. Oysa dinsiz ve ahlaksız kurtuluş yolu kapaldır. Bu çıplak gerçeği kabul etmemede ne kadar direnirsek, batışımız da o kadar derin ve korkunç olacaktır.
İslam toplumunun bu günkü zafiyeti, onun içte ve dıştaki yönetimin temelini teşkil eder. Evet, “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.” Muhteşem sözü aynen hakikattır.
Biz şunu yaptık: öğrencilerimize her türlü ilmi öğrettik ama, dini, ahlakı öğretemedik. Eğitimde laiklik dedik ve bununla öğündük. “Allah’ın ilk emri oku” dedik ama “Allah’ın adıyla” kısmını görmemezlikten geldik. Kitabın bir kısmın aldık işimize geldiğinde, ama bir kısmını hep attık. Sandık ki, kendimizde eksik olan sadece ilimdir. İlim edinilirse, her şey halledilir. İlim, her derdin devasıdır, her sorunu ilim çözer.
Bu ne büyük bir saflıktır. Oysa şimdi gördük ki, bilgi sahibi kişilerde kötülük yapabiliyor. Hem de cahillerin yapamayacağı çapta, bir toplumu sarsarak, yok edecek büyüklükte kötülük yapabiliyorlar…
Ziya Paşadan anladığımız kadarıyla dün de böyle bir yanlışı yaşamışız..
Niye ibret almadık?