Lefkoşa’dan Şam’a kadar talepler aynı
Bu kez çok ileri gittiler...” Vatan Gazetesi’nin Kıbrıs’taki protesto gösterileri için attığı başlık buydu.
Yönetimleri devrilen ülkelerde iktidar yanlısı gazeteler de isyancılar için aynı başlığı atmış mıydı, bilemiyorum.
Ancak görünen bir gerçek var, Kıbrıs’ın yerli halkı Ankara’nın onlara dayattığı ekonomi politikalarından mutsuz.
Türkiye’ye karşı giderek yükselen bir tepki var.
Hukuk açısından bakarsak elleri de güçlü.
Türkiye 1974’de Kıbrıs Türk’ünün haklarını koruma iddasıyla Ada’ya asker çıkardı.
“Barış Harekatı” adı verilen çıkarmadan bu yana Kıbrıs’ta sayısını tam olarak bilemediğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri personeli var.
Bir ara sayılarını yine bilemediğimiz Ergenekoncular da yerleşikti Ada’da...
Dediğim gibi, Türkiye garantörlük sıfatını kullanarak “kurtarıcı” olarak gitti Ada’ya.
Bugün evine dönmesi isteniliyor.
Kullanılan dil sert, üslup da öyle...
Tek iyi haber, katılımın düşüyor olması. İlk mitinge 25 bin, ikinciye 10 bin kişi katılmıştı, son mitinge katılım 2 bin 500’de kaldı.
Marjinal grupların tahrik edici pankartları ve eylemlerinin bunda rolü olduğu anlaşılıyor.
Ama yine de bu bir gerçeği değiştirmiyor; Ada halkı haklı gördüğü taleplerini seslendirmeye devam edecek.
Yıllarca garnizon komutanları tarafından yönetilen Kıbrıs, bugün Ankara’nın politikalarını dayatan bir maliyeci tarafından yönetiliyor fiilen.
Türkiye gönderdiği mali yardımın yağmalanmasından rahatsız, Kıbrıslı alışmış olduğu düzenin bozulmasından.
Aynı rahatsızlığı Atina’dan Londra’ya kadar tüm sokaklarda gördük, hem de daha şiddetli biçimde.
Lefkoşa’yı ayrıcalıklı kılan Kıbrıs’ın uluslararası hukuk açısından durumu, Ada’nın Avrupa Birliği ile olan hukuki bağlantısı.
Rumlar’ın gelişmeleri keyifle izlediğinden şüphe yok.
Ama şu andaki sorunun nedeni onlar değil.
Ada halkı kendine yönelik ayrıcalıkları kesen Ankara’nın aynı kısıntıyı Kıbrıs’taki askerler konusunda neden yapmadığını haklı olarak soruyordur.
Dikkatini haklı olarak Libya ve Suriye’ye veren Ankara, Kıbrıs’ı ne kadar yakından izliyor bilemiyorum ama Türkiye’nin elinde patlamaya hazır bir bomba olduğunu görüyorum.