TBMM 23.Dönemi bitti
Bu dönemde yaşananları ve çıkarılan kanunları bir bir sıralayacak değilim.
Merak eden, arşivlere bakar ve neler olduğunu görür.
İsterlerse, meclis tutanaklarını da inceleyebilir.
Benim üzerinde duracağım konu farklı:
“Muhasebe”.
Vekillerimiz için şimdi “öz eleştiri” zamanı.
Kendilerine şu soruyu da sorabilirler:
“Biz, bu dönemde Allah için ne yaptık?”
***
Laik düzende “Allah için ne yapılır?” demeyin.
Niyeti bu olanların yaptıkları ve yapacakları çok şey olmalı, hem de pek çok şey…
İnsan, hangi dönemde ve hangi düzende yaşarsa yaşasın, mutlaka “Allah için” yapacağı şeyler ve yapmakla görevli olduğu işler vardır.
Bu konuda “niyet”, önemli bir göstergedir.
Yapılması gerekip de yapılmayanlar için sığınılacak mazeretler, yine bu “niyet”le deşifre olur.
“Niyet”le insan bazen “iman”ını kurtarır.
Bazen de “küfür” bataklığına saplanır, Allah korusun!
İmtihanı kazanmak ya da kaybetmek, işte bu “niyet” ve “eylem”lerle gerçekleşir.
***
Hani insanlara sorarlar:
“Hangi zamanda yaşamak istersin?” diye.
“Bir daha dünyaya gelecek olsaydın ne olurdun?” gibi saçma sorular da vardır.
Bunların gerçek hayatla hiçbir ilgisi yok!.
Ne, dünyaya bir daha gelmek insanın elindedir!
Ne de, her hangi bir dönemde yaşamak!..
Önemli olan yaşadığın dönemi ve görevli olduğun konumu iyi değerlendirebilmektir.
Değerlendiremedikten sonra Peygamber devrinde bile yaşamış olsan ne fayda!..
Sahabe’den Kuzman’ı hatırlayın:
Müşriklere karşı yapılan Hayber savaşında, Hz.Peygamber (s.a.v)’in ordusunda İslam askeri olarak görev yaptığı halde, cahiliye niyeti sebebiyle “kafir” olup gitmiştir. (Buhari,Hadis No:1609).
Kafir Bizans ordusunda komutanlık yapan “George” gibi kahramanlar da, halis niyetleri sebebiyle İslam askeri olarak şehitlik makamına yükselmişlerdir. (Taberi,III/397).
Demek ki, İslam içinde küfrü, küfür içinde İslam’ı yaşamak, her zaman mümkün!..
***
T.C. Meclis tarihinde bir dönem daha kapandı.
Bu dönemde görev alan vekiller, büyük bir sorumlulukla tarihi bir misyon icra ettiler.
Artık, 23.dönemi geri getirmek mümkün değil!
İster partili ister bağımsız olsun her milletvekili, iki elini başına koyup bu dönemin “muhasebe”sini yapmalıdır.
Milletvekili olmadan önceki niyet ve beklentileriyle, şimdiki durumlarını karşılaştırmalıdır.
“Allah için” ne yaptım?!.. “Nefsi için” ne yaptım?!.. sorusunu sormalılar..
Allah inancı olmayanlar da, “Devlet”i, “Vatan”ı, “Millet”i ve “Memleket” i, “Nefis”lerinin karşısına koysunlar.
***
Yeni seçileceklere gelince, sanırım en güzel ölçü, kendilerinden önce görev yapan vekillerin durumlarını görüp kendilerine ciddi bir yol haritası çizmeleridir.
Bu çizgi, yukarıda sorulan sorular ekseninde olursa, “muhasebe”leri de inşallah kolay olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.