Açe’ye ayıp mı ettik?
Açe denildiğinde aklıma gelen ilk akademisyen sosyolog Dr. Mehmet Özay olur. Mehmet Bey Açeli bir hanımla da evli ve kendisini gönüllü olarak Açe’yi bugünü ve tarihiyle araştırmaya adamış bir bilim adamımız.
Birkaç yıl önce Açe’yi ziyaret ettiğimde misafiri olmuştum. Açe ve Osmanlı ilişkileri üzerine, Açe’ye İslâm’ın gelişi gibi konularda çok aydınlatıcı bilgiler vermişti. Mehmet Bey dün bana gönderdiği elektronik iletide Açe’ye ayıp ettiğimizi söylüyordu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Endonezya’ya yaptığı ziyaretin, daha önceden Türk ve Endonezya medyasında çıkan haberlerde yazıldığı gibi Açe Eyaleti’ni kapsamamasını eleştirmiş. Ben sözü fazla uzatmadan bu uzun e-mailin bazı kısımlarını çıkartarak dikkatinize sunuyorum.
Serdar Hocam, merhaba.
... Türk Büyükelçiliği veya Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamının ilgili birimlerin bu iptalle ilgili herhangi bir açıklama yapmaması üzücü olmuştur. Açe Eyaleti ziyaretinin kimler tarafından ve hangi gerekçelerle ertelendiğinin kamuoyuyla paylaşılması önem arz etmektedir.
Açe adı, Sayın Gül’ün 16. yüzyıla referansla atıfta bulunduğu Türk-Endonezya ilişkileri tarihi, Sayın Gül’ün tablosunun gelirinin bağışlanacağı kurumun Açe’de olması ve Hayrunnisa Gül’ü karşılayan öğrencinin Açeli bir yetim olması gibi Cakarta’da çeşitli vesilelerle gündeme getirilmiştir. Ancak Açe’ye ziyaret gerçekleştirilmemiştir. Gözlemciler bu gelişmenin, Açeliler nezdinde Açe adının birilerince “kullanıldığı” intibaını güçlendirdiğini söylemekteler.
... Sayın Gül’ün Cakarta’da basına yaptığı açıklamada sarf ettiği ‘Endonezya’nın tıpkı Türkiye gibi sorunların içerde olduğu kadar dışarıda da barışçıl yöntemlerle, uzlaşı ve diyalog temelinde çözümünü savunmaktadır’ cümlede, ilk akla gelen şey, Açe Barışı’ydı.
Bu nedenle, Sayın Gül’ün Açe ziyareti Açe Barışı’nın devamı konusunda büyük destek anlamına gelecekti. Görüşmelerde, Türkiye-Endonezya arasında ticaret hacminin artırılması ve ekonomik yatırımların gerçekleştirilmesi bağlamında karşılıklı işbirliği öne çıkartıldı. Barış Anlaşması sonrası özerk bir statüye kavuşmuş olan Açe Eyaleti’nin sahip olduğu tüm ekonomik değerler bağlamında, Endonezya’nın kalkınma hamlesinde lokomotif rolü göreceği konusundaki güçlü öngörüler dikkate alındığında Türk Devleti ve işadamlarının Açe Eyaleti’nde gerekli girişimlerde bulunamamaları ayrı bir hususiyet taşımaktadır.
Avrupa Birliği’nin ofis açmaya değer bulduğu Açe Eyaleti’nde barışın ekonomik kalkınmaya endeskli olması Çin, Güney Kore, Malezya gibi Asya, Almanya, İrlanda gibi Avrupa ülkelerini bölgeye çekerken Türkiye’nin sürekli atıfta bulunduğu tarihi bağlarla bağlı olduğu söylenen Açe’ye “uzak duruşu” hiçbir siyasi ve ekonomik rasyonalite ile uyuşmamaktadır.
Türk iş çevrelerinin Endonezya’daki varlığı ülkenin batısındaki Açe’den başlayacak girişimlerle model olma vasfı taşıyacaktır. Gül’le doğacağına kuşku olmayan bu süreç maalesef başlatılamamıştır. Sürekli ifade ediyoruz, Türkiye’nin bir Açe politikası olmalıdır. Açe Eyaleti, Endonezya Cumhuriyeti içerisinde özerk yönetime sahip bir bölgedir. Ancak bugüne kadar Türk makamlarından hak ettiği ilgiyi gördüğü söylenemez.
Sayın Gül’ün ziyareti öncesinde ve sırasında Açe’ye yapacağı duyurulan gezi bu anlamda Açe’de pozitif bir atmosferin oluşmasına neden olmuştu. Kendisiyle bugün telefonda görüştüğümüz Açe Parlamento Başkanı Hasbi Abdullah, Açe Valiliği Protokoller Müdürlüğü’nden daha önce kendisine Gül’ün geleceği yönünde bir bilgi ulaştığını, programlarını buna göre yaptıklarını söyledi. Ancak Sayın Gül’ün gelmemesinin kendilerinde hayal kırıklığı yaşattığını ifade etti. Gül’ün Açe ziyaretinin kendileri için stratejik bir öneme sahip olacağını söyleyerek, Açe’nin ekonomik kalkınmasında yabancı yatırımcıların desteği bağlamında Türk yatırımcılarının da yer alabileceğini, ancak ziyaretin ertelenmesi nedeniyle arzu edilen görüşmelerin yapılamadığını söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.