Biliyorsunuz Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimler için elindeki en önemli koz aile sigortası. Zaten hal-i hazırda kalem kalem uygulanmakta olan yoksul ailelere desteği, “aile sigortası” adı altında toplayıp yeni bir şey gibi vatandaşa sunduğunu fark etmişsinizdir. Televizyondaki reklamları izlerken “CHP gelse de havadan 600 TL para girse evimize” diyen olur mu, bilmem. Zira ekranlarda söylenmeyen bir acı gerçekle sizleri yüzleştirmek isterim ki; 600 TL ödeme yapılacağı taahhüdü, koskoca bir yalan. Programın tamamını dikkatle okursanız fark ediyorsunuz ki, eve giren gelir, “600 TL’ye tamamlanacak” deniyor. Yani eve hiç para girmezse ödenecek olan rakam 600 TL. Eve hiç paranın girmiyor olması zaten o ailenin 12 Haziran’ı göremeyeceği anlamına geliyor ki, bu durumun sandıkta bir karşılığı yok..
¥
Şaka bir tarafa, CHP’liler bu planı hararetle savunurken, “açlık sınırının altında yaşayan kimse kalmayacak” iddiasını yükseltiyorlar. Türk-İş’e göre, bu yıl açlık sınırı 871 TL. Dolayısıyla eğer gelirler 600 TL’ye tamamlanacaksa, kimse açlık sınırının altında kalmaktan kurtulmuş olmayacak. Dolayısıyla, Türk-İş’in bu rakamı uydurduğunu (!) söylemek, CHP’nin işine gelmeli bu şartlarda. Zira, açlık sınırı limiti bu kadar yüksek olursa, aile sigortası amacına ulaşamıyor. Ya ne olmalı sınır? Evrensel standart olan günlük 1 dolar kâfi olsa mesela. Orada da Türkiye’nin mevcut durumu çıkıyor karşımıza. Babacan resmen açıkladı; “Günlük geliri 1 doların altında vatandaşımız yok”.. Hey gidi Kılıçdaroğlu.. Kim verdi sana bu aklı bilmiyorum ki.. Yoksul vatandaş zaten, eğitimden sağlığa, gıdadan temel ihtiyaçlara, doğuma, sakatlanmaya kadar her türlü alanda 100’e yakın kalemde ayni ya da nakdi yardımlarla destekleniyor. Anlatamazsın aile sigortanı bu şartlarda. Geçmiş olsun.
ALİ TEZEL NEDEN FİKİR DEĞİŞTİRDİ
Sigorta müfettişlerine hep hayran kalmışımdır. Kafaları bu kadar hızlı çalışan başka bir iş kolu var mı acaba? Yasayı, yönetmelikleri, mevzuatı ezbere bilecek, iş hayatındaki karşılığını da bilecek ve yeri geldiğinde bunu kullanacak. Ali Tezel de onlardan biri. Biliyorsunuz Kılıçdaroğlu’nun 18 aylık torununun SSK’lı olması gerektiği aklı Ali Tezel’e aittir. Reformun kayıp yaratacağı iddiasını ortaya koyan da oydu, bebekleri sigortalatın diyen de. (Sonra zaten CHP’li oldu).. Bugün torba yasayı en sert eleştirenlerden biri Ali Tezel. Nesini eleştiriyor peki? İşveren’e getirilen prim desteğini. En basit anlatımla, yeni yasaya göre işverenlerin ödeyeceği yüzde 20 civarındaki “işveren primi hissesi” belli bir süre işsizlik fonundan karşılanacak (çeşitli koşullara bağlı olarak) Ali Tezel isyanda. “Neden işçi payı değil de işveren payı destekleniyor?” diye soruyor. Allah aşkına zaten hangimiz işe girerken, alacağımız maaşın dışında bir rakam biliyoruz ki? Hangi hisse karşılanırsa karşılansın, işverenin ödeyeceği pay karşılanmış oluyor. İşçi payı denilen kısmı da yine işveren ödüyor aslında. Biz aldığımız net maaşa bakıyoruz. Dahası Ali Tezel’in bu itirazı, 2003 yılında İSMMMO için Resul Kurt ile birlikte kaleme aldığı raporla ters düşüyor.. Söz konusu raporda “sorunlar” başlığı altında prim yüksekliğinden şikayet eden Ali Tezel, “çözüm önerileri” kısmında ise, iki ayrı yerde bu primlerin devlet tarafından nasıl karşılanabileceğini anlatıyor uzun uzun. Rapor internetten erişilebilir bir yerde duruyor. İşveren payının düşürülmesi gerektiğini o gün savunan Tezel, bugün acaba CHP’li kimliği nedeniyle mi karşı duruyor ki yapılan değişikliğe?.. Kalın sağlıcakla...