Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Cihaner ile Özbek şoklandılar!

Cihaner ile Özbek şoklandılar!

“Şoklandı” derken Kılıçdaroğlu’ndan bu tip bir yaklaşım beklemediklerini tahmin ediyorum.
Tam da baharın sıcakla kavuştuğu bir noktada umdukları dağlara kar yağdı...
İkisi de CHP görüşlü...
İkisi de CHP’ye güvenerek yollara düştü...
Hadi İlhan Cihaner yargılanıyor diyelim, ya Kadir Özbek?
Kadir Özbek, hem Yargıtay üyeliği hem de HSYK Başkanvekilliği yaptığından az çok bir özelliği var. Milletvekili olsa yargı adına en azından iki söz söyleyebilir.
Ya diğerleri?
Balbay, tutuklu olduğu halde listeye alınmış, ama aynı düzeydeki Tuncay alınmadı...
Haberal’ın liste başlığına ne demeli?
Haberal, kadiminden beri CHP’li olmadığı halde Demirel’in bir işareti ile gereği hemen yapıldı! Buna da partide yenilikçilik deniyor.
CHP hani sosyal demokrattı?
Demek ki Demirel CHP de etkin...
Siyaset demek istiyorum, öyle bir şey...
Kimisi locadan ayarlanır, kimisi Çamlıca’dan...
Vefasız... Ahlâksız... Kalleş... Dengesiz... Tutarsız...
Baksanıza 20 yıllık dostlar Mehmet Metiner ile Altan Tan birbirlerine girdiler.
Mümtazer Türköne’nin de aynı şoku yaşadığını söyleyebiliriz.
Öyle değil mi?
Türköne’nin diğerlerinden neyi eksikti?
Hele de Ayşe Böhürler’in “Türkiye’de muhafazakâr erkek, muhafazadan kâr eden erkektir” sözü yerine oturmadı diyemeyiz.
Oturdu hem de sapına kadar...
Geçim dünyası, hem geçiniyoruz hem de geçindiriyoruz...
İslâm’ın örtünme emrine uymak siyasetin vefasız tarafıdır.
Oyunu alırlar, oğlunu askere alırlar, vergini ödettirirler...
Ama seçmezler, kamuda iş vermezler...
İşte AK Parti’nin Şanlı Urfa Milletvekili Zülfikar İzol’un feryadı:
“Noter kanalıyla istifa dilekçemi genel merkeze ilettim. Ben kurucusu olduğum partimi çok seviyordum ama bu haksızlık karşısında devam etmem mümkün değildi.”
İslam siyaseti...
Gel de altını çizme.
İslam’ın siyaseti, devleti ve milleti yönetme sanatı olduğundan görevler isteyene değil layık olana verilir. Liyakat ve sadakat başpehlivandır...
Hatta görev verilenler derler ki “falancı benden daha layıktır ona verin.”
Şimdi ki siyasetin tohumu Latin medeniyetinden ithal edilen oyuncak demokrasi kültürü taşıdığından görev deyince sanki tek dişi kalmış canavar...
Sahnenin özelliğine baktığınızda ne kardeşin ne dostluğun ne de vefanın bir kıymeti olmadığını görürsünüz. Mevkiler - koltuklar kıran kırana, söven sövene, döven dövene alınır verilir...
AK Parti’nin kadronun büyük bir ekseriyetini değiştirmesi tamam da 30 yıllıkların tekrardan baş köşelere yerleştirmesi, gönderilenlerin elbetteki canını sıkacaktır...
Özellik deniyorsa kimin kimden üstünlüğünü anlamış değiliz.
Kariyer mi?
Takva mı?
Bağlılık mı?
Yoksa ayak oyunları becerisi mi?
Siyasetin mayasındaki popülist politikalarda bir de var olan beceri(!), hanım sokakta başı kapalı gezerken seçim veya geçim işin içerisine girdiğinde bakmışsın ki başını açmak neyse de bir de adeta soyunmuş... O neyse de araya partizanlık girdiğinde hemşehri, kardeş, arkadaş demeden girişenler de zamanın içerisine düştüğü yozlaşmanın bir başka madalyası...
Bir fincan kahvenin de bu arenada hatırı kalmamış...
Sağı da şoklanıyor, solu da şoklanıyor...
Misyon şefinin paçaları kirlenmese temiz kalsa bari...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi