Sadece 28 yıl
İki kutuplu dünya 1989'da Berlin Duvarı'yla birlikte yıkıldı. Tek kutuplu dünya ise 2001'de tarihe karıştı.
11 Eylül 2001'de New York'ta İkiz Kuleler'i yıkan saldırılar ABD'nin -hiper- gücünün sınırlarını gösterdi.
Aynı yıl "Goldman Sach"ın yatırım fonları bölümünün yöneticisi Jim O'Neill, ortaya attığı "BRIC" kavramıyla dünyadaki yeni güçlere ya da yeni kutuplara dikkat çekti.
BRIC? Daha önce birkaç kez yazdık, tekrarlayalım: Brezilya'nın B'si, Rusya'nın R'si, Hindistan'ın (India) I'si, Çin'in (China) C'si.
Jim O'Neill'in hızla siyasal, diplomatik ve ekonomik literatüre giren bu kavramı ya da gruplandırması, en çok söz konusu 4 ülkenin hoşuna gitti.
Ve de Çin'in girişimiyle aralarında bir hareket başladı: Dört yeni kutbun güçbirliğine gitmesi.
Bu yolla 20'inci yüzyıldan kalma kurumların (BM Güvenlik Konseyi, IMF, Dünya Bankası gibi...) 21'inci yüzyıl gerçeklerini veya güç dengelerini yansıtacak şekilde dönüştürülmesi.
Bu amaçla Brezilya ve Rusya'da iki zirve yapan BRIC ülkeleri, üçüncü randevularını bu hafta içinde Çin'in Haynan adasının merkezi Sanya'da gerçekleştirdiler.
Ama aralarına beşinci üyeyi alarak, BRIC'e bir harf daha ekleyerek: Güney Afrika. Böylece BRIC oldu BRICS. Yani, South Africa'nın S'si.
Tarihin cilvesi; BRICS'in üçüncü zirvesi, grubu oluşturan 5 ülkenin 5'inin de BM Güvenlik Konseyi'nde yer aldıkları döneme denk geldi. Ve bu 5'li diplomaside ilk uyumlu, eşgüdümlü adımı Güvenlik Konseyi'nde Libya'yla ilgili ünlü 1973 sayılı kararın oylamasında sergilediler: 5'i de çekimser kaldılar.
Sanya zirvesi dolayısıyla Batı basınında BRICS'in faziletleri üstüne epey mürekkep harcandı:
Dünya nüfusunun yüzde 40'ı BRICS ülkelerinde yaşıyor. 2015'te bu oran yüzde 50'ye ulaşacak.
Yine 2015'te BRICS grubu dünya sermaye ve teknoloji talebinin yüzde 60'ını temsil edecek.
Dünya büyüme hızının yüzde 50'sini BRICS ülkeleri sağlıyor. Bu da dünyayı 2008 ekonomik krizinin yıkıntılarından BRICS ülkelerinin çıkardığı anlamına geliyor...
Bol veriyle süslenmiş yorumlar, haberler ve araştırmalar arasında bizim en çok ilgimizi çeken Rus ajansı "RiaNovosti"nin sitesine koyduğu bir istatistik oldu.
İstatistik, 5'i BRICS üyesi 10 yükselen pazarın performansını konu alıyor: Rusya, Brezilya, Çin, Hindistan, Güney Afrika, Polonya, Meksika, Arjantin, Endonezya ve Türkiye.
Satın alma gücü paritesine ve 2009 verilerine göre, söz konusu 10 ülkede kişi başına düşen milli gelir hatırlatılıyor. Türkiye bu kriterde 13.138 dolar milli gelirle 10 ülke arasında 5'inci sırada bulunuyor.
Sonra bir başka kriter: Son 10 yıldaki büyüme hızı ve 10 yılda en yüksek büyüme oranı. Türkiye yüzde 8.3 büyüme hızıyla 10 ülke içinde 3'üncü.
Bir kriter daha: 2050'ye kadar en gelişmiş ülkeleri yakalamak için gerekli büyüme hızı: Türkiye'ye 2050'ye kadar ortalama yüzde 5.3 büyüme en gelişmiş ülkelerin düzeyine ulaşmasına yetiyor.
Ve en ilginç kriter: Söz konusu 10 ülkenin her biri en gelişmiş ülkelerin ekonomik verilerine kaç yılda ulaşabilir?
İşte cevap: Brezilya'ya 119 yıl gerekli, Hindistan'a 50, Güney Afrika'ya 135, Endonezya'ya 181, Meksika'ya 50...
Ya Türkiye en gelişmiş ülkeleri kaç yılda yakalayabilecek? Sadece 28 yıl sonra.
Tüm bunları Başbakan Erdoğan'ın dün açıkladığı "Hedef 2023" programı çağrıştırdı.
Programdaki hedefler, ülkemizin kaynakları (Sermaye, nüfus, nitelikli işgücü, teknoloji) Türkiye'nin 2023'te en büyük 10 ekonomi arasına girmesine, 28 yıl sonra da en gelişmiş ülkelere eşit güce kavuşmasına imkân verebilecek mi? Biz inanıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.