Hangisi rövanş?
Muhalefet Ferhat Sarıkaya’nın yeniden mesleğe kabul edilmesine “rövanş” diyor.
E peki Cihaner’in önce listeye alınmayışı, son anda kuşluk trenine yetiştirilerek yargıdan kaçırılması rövanş değil mi?
Sen alırsan biz de alırız mantığı...
Savcı Sarıkaya, iddianamesine dört generalin aşiret reisleri ile olan akçeli bağlantılarını dahil edince fincancı katırlarını ürkütmüş...
Başka ne yapmış?!!
İktidarın Adalet Bakanı Cemil Çiçek, savcısına sahip çıkmış olsaydı Ferhat’ın başına bunca işler gelmezdi. Ortada suç diye bir şey yokken Sarıkaya’yı kurula sevk eden hem de soruşturma izni veren bakan, yanlış yaptı.
HSYK bu yanlışlığı düzeltti.
Cihaner’in seyir defteri öyle değil.
Onun dava dosyasında çokça iddialar var.
Var ki ağır suçlardan tutuklanmış.
Halen de yargılaması devam ederken Kılıçdaroğlu yetişti imdadına.
CHP, Kılıçdaroğlu liderliğinde “yenilendik, değiştik” dese de sökmüyor.
Darbecileri listelerine almakla yenilenmek olmuyor işte.
Eskileşmek oluyor.
Yargıdan kaçanlar... Emaresi duyulmayıp da geçmişte ya Kılıçdaroğlu’na veya yönetim kadrolarından birisine iş görenlerle Alevi ağırlıklı adaylar listede...
Orijinal CHP kadroları ise kapı dışarı. CHP’yi Haberal gibiler sayesinde CHP olmaktan çıkarıp “merkez sağ” dedikleri renksizleştirmeye tabi tutmak komik oluyor.
Tarihi CHP’ye renksiz CHP mi diyeceğiz?
Bence hem merkez (göbek) hem de sağı hiç yakışmadı...
Hulki Cevizoğlu gibi sosyal demokratları düşünüyorum, hiçbirisi Kılıçdaroğlu’nun aslan listesinde yok. Baykal ekibi tamamen tasfiye edildi.
CHP, bal gibi darbecilerle kucaklaştı.
Bana kalsa “CHP” yerine “DHP” diye ismini değiştiririm, yakışır da.
Erzincan havalesindeki Müslümanların evlerine silah ve uyuşturucu yerleştirip sonra da onları kafesleyerek “aha size silahlı irtica örgütü” suçlamasına devletin iddianamesi doğrudur derken CHP yalandır diyor.
Hangisine inanacağız? Devlete mi? DHP’ye mi?
Öylesi bir çelişkide örgütlenip halkın karşısına çıkmak eski CHP’yi geri getirmek değil de nedir? İttihatçılarla yoğrulmuş CHP, sahipli cumhuriyetin banisi DHP...
Velev ki listelere konuldular diye halk bu darbecilere oy verecek mi?
Demokrasi dedik ama içine de ettik.
Eskiden devri iktidarlara silah çekenler dağa çıkardı, şimdilerde PKK ile Ergenekon türeyince bu gibiler milletvekili dokunulmazlığına sığınıyor.
Ne dersiniz? Buna da mı demokrasi diyeceğiz?
Bir tarafta bu problem, diğer tarafta hiç değiştirilmeyen, değiştirilmesi de asla teklif edilemeyen milletvekilleri problemi...
Bilemem ama parti yönetimi bu gibilere sözlü mü, yoksa nikahlı mı?
AK parti milletvekillerinin 167’sini değiştirmesi elbette ki bir devrim sayılır ama 30 yıldır milletvekilliği koltuğu süregelenlerin yinede AK parti listelerinden birinci sıralara yerleştirilmeleri ne sayılır?..
Sözü özetlersek, muhalefet darbeciyi koruma altına almak gayretinde, iktidar da yıllanmışları daha da yıllandırmak zahmetinde!
Rövanşı, işte al sana sandık, sonuçları orada göreceğiz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.