Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bedri Baykam... Geçmiş olsun

Bedri Baykam... Geçmiş olsun

Geçtiğimiz günlerde bir kendini bilmez tarafından bıçaklanan Bedri Baykam’ın basın toplantısını izlediniz mi?..
Ben izledim ve aklıma “kötü” şeyler gelmedi.
“Ya yazıktır, adamcağız feryad figan kendisini hastaneye götürecek araba arıyor. İnsanlık öldü mü, vesaire, vesaire” diyerek isyan moduna geçen bünyem, basın toplantısını da o ruhla izledi.
Amma velakin, bizi arayan bir “hekim” dostumuz aklımıza olmayacak şeyler düşürdü!..
“Hekim” dostumuzun ilginç değerlendirmelerini yansıtacağım da...
Öncesinde şunu hatırlatmış olayım:
Saldırının ardından Acıbadem Maslak Hastanesi’ne kaldırılan Baykam’ın yoğun bakıma alındığı açıklanmıştı.
Başhekim Prof.Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, ressam Bedri Baykam’ın kesici ve delici alet ile karın bölgesinde kalın bağırsağı, 12 parmak bağırsağı ve karaciğerinde yaralanmalar meydana geldiğini belirterek, “Yaralanma sonucu ciddi kanaması olan Bedri Baykam’ın ameliyatı 4 saat sürmüştür. Ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine alınmıştır” demişti.
Evet;
Bu kadar vahim bir yaralanma, Allah kimsenin başına vermesin...
Ben böyle düşünürken, “hekim dostumuz” Mustafa Erdoğan Sürat aradı ve...
“Bilmem dikkatini çekti mi?” diye sordu.
“Efendim, anlamadım, ne dikkatimi çekti mi?..”
“Baykam’ın basın toplantısındaki hâli!..”
Neymiş o hâl?..
“Sayın Baykam’ın hali ile bugüne kadarki açıklamalar bilimsel olarak asla ve kat’a örtüşmüyordu da!..”
“Eeee?..”
Dinleyelim hele:
“Sayın Başhekim’in açıklamalarına baktım; kesici ve delici alet ile karın bölgesinde kalın bağırsağı, 12 parmak bağırsağı ve karaciğerinde yaralanmalar meydana geldiğini belirtiyor. On iki parmak bağırsağı vücudun sol yarısında. Karaciğer ise vücudun sağ yarı uç noktasında. Aradaki mesafe neredeyse bir karış!.. İnsan derisini, bir de Sayın Baykam gibi besili insanlardaki yağ tabakasını katarsak, karşımıza, 10 santim derine, 20-25 santim de enlemesine bir yara açması zorunluluğu çıkar. Bunu ancak satır yapabilir.”
Evet, ilginç...
Devam etsin bakalım Sayın Sürat:
‘Sayın Baykam ve Başhekim’in iddia ettiği yaralanma şekli ‘bilimsel verilerle desteklenmiş’ olsaydı, kameralarda paçalardan aşağı akan kanı görmüş olacaktık. Hiçbir kamera kaydında öyle bir görüntü yok.”
“KİŞİ DİK DURAMAZ VE
ÖYLE BAĞIRAMAZ!..”
Sürat bir de şu noktaya dikkat çekiyor:
“Karın bölgesinde, bağırsaklara, mideye kadar ulaşabilen delici ve kesici alet yaralanmalarında kişi katiyen dik duramaz, rükû şeklinde bükülür. Bu refleks bir tıp kanunu olarak işler, bütün insanlarda bu refleks vardır, karında derin bir yaralanma olursa şahıs hemen bükülür. Hiçbir zaman Bedri Bey gibi dimdik ayakta ‘Araba araba’ diye sağa sola hücum edemez. Ancak, yarı büklüm biçimde, son derece kısık bir sesle yardım talep edebilir. Erkeklerin nefes alması sırasında karın kasları çalışır. Bedri Baykam erkek olduğuna göre, karın bölgesi ile nefes alan bir varlıktır. Böyle bir bıçaklanmada sesi çok kısık çıkar... Ciddi bir biçimde yaralanmışsa böyle bağırmış olması mümkün değildir. Bedri Baykam’ın yaralanma biçimi ve basın toplantısındaki hali de öylesine irrasyonel, bilime aykırıdır. Belki de Sayın Baykam, çok da isabetli olmayan ‘teşhis’ neticesinde gereğinden fazla telaşlandırılmıştır!..”
Yani?..
Ne demek oluyor bütün bunlar?..
“Hiç” demez mi Sürat; “Bir tıp adamı olarak bilimsel verilere uymayan görüntüleri tahlil ettim... Gerisini gazeteci olarak sen oturtursun!.. Orası benim işim değil!..”
Laf!..
Bedri Baykam’dan başka işim gücüm yok sanki!..
Yok arkadaş, ben düşmem Sayın Sürat’in peşine...
“Geçmiş olsun Bedri Baykam” derim...
Yok, “Komplo” imiş;
Yok “AK Parti’yi vurmak için kurulan “YGS, ALES, veto” tezgahlarından biri imiş!..
Yok Bedri Baykam da bu tezgâhın mağduru imiş!..
Bu tür iddialara mı kafa yoracam!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi