Şifre ve dil
ÖSYM sınavlarındaki şifreyi ben çözdüm... “Bilenler”in bilgilerini birleştirerek başardım bu çözümü...
Matematikçiler, algoritma uzmanları, savcılar, hukukçular uğraşadursun...
Ben buldum, şifre “derin bıyık”tır!
Nasıl mı buldum?
Bir kesim “şifre, bıyıktır” diye yazmıştı. Hem de öyle böyle bıyık değil, “badem bıyık”tı.. Neyi kastettikleri belli...
Öbür kesim ise şifrenin “ÖSYM’deki ‘derin’ yapılanma” olduğunu yazıyor! Buradaki ‘derin’ kelimesini tırnak içinde yazdıklarına göre neyin kastedildiği belli... Açıkça da söylüyorlar, “seçimlere giderken AK Parti’yi yıpratmak için...” birileri yapmış bunu...
Ben de bu iki büyük keşfi birleştirdim, şifrenin “derin bıyık” olduğuna karar verdim.
Malum, bizde en gelişmiş bilim dalı ‘komplo teorisyenliği’dir!.. Hudutsuz, sınırsız, uçsuz bucaksız, ölçüsüz, endazesiz bir bilimdir bu. Bu bilimi uyguladım!
Fakat bu konuyu komplo ulemasına bırakalım... Basit bir gerçeğe bakalım: Sayın Ali Demir istifa etmelidir, daha önce de yazmıştım.
Güven sorunu
Prof. Ali Demir’in yolsuzluk yaptığını, birilerini kazandırmak için tertip kurduğunu kesinlikle düşünmüyorum, düşünmem için en azından şimdilik hukuken geçerli bir kanıt yok.
Beceriksizlik mi? Yanılma mı? Yanıltma mı? Daha fena bir şey mi?
ÖSYM içinde bir şebeke mi var? Bilmiyoruz...
Savcı bulgularını açıkladığı zaman öğreneceğiz bu soruların cevaplarını.
Ne olursa olsun, ÖSYM’ye güven sarsılmıştır.
İki milyona yakın öğrenci için hayati derecede önemli olan ÖSYM’ye güvenin sarsılması çok vahim sonuçlar doğurabilir.
Toplumda güvenin sarsıldığını, toplumda eşitlik duygusunun zedelendiğini Cumhurbaşkanı da ifade etti.
Bundan sonra sınavlara girecek gençler nasıl güvenebilirler?!
Sayın Ali Demir savcılık kendisi hakkında takipsizlik kararı verse bile istifa etmelidir... Sadece ahlaki bir yaptırım olarak değil... Aynı zamanda kurumun güven tazelemesini mümkün kılacak yeni bir ismin gelmesi için...
Sınav ve üniversite
Üniversite sınavları üzerinde bugüne kadar çok eleştiriler yapıldı, modeller önerildi. Sınavları tamamen kaldırmayı vaat eden ‘popülist’ demagojiler de yapıldı.
“Herkese öğrenim hakkı” elbette doğru bir ilke ama “liyakat” de o kadar önemli bir ilkedir. Dünyanın neresinde sınavsız üniversite var.
Meseleyi ÖSYM reformu diye ele almak yetmez. Çünkü reform denilen şey yeni bir bürokratik yapılanma olur ki, benzer sorunlar yine ortaya çıkabilir.
Çözüm her üniversitenin kendi öğrencisini seçmesi, böylece sınavların merkeziyetçilikten uzaklaştırılması olarak gözüküyor.
Yani üniversite sınavı ile üniversitelerin özerkleştirilmesi birlikte ele alınmalı.
Akademik camiada da bu görüş giderek yaygınlaşıyor.
‘Çılgın Proje’
Bir gazeteci, özel araştırması yoksa, bu konuda ne diyebilir? Hiçbir şey...
Peşinen destek vermesi de peşinen karşı çıkması da ancak politik tutum olabilir.
Gazeteciliği aşan bir konudur bu.
“Proje” kavramını severim ben... Siyasette “proje” kavramına ideolojiden daha çok önem veren Demokrat Parti geleneğini siyasi felsefe olarak benimseyen bir gazeteciyim.
Ama “çılgın proje” konusunda uzmanların onay ve eleştirilerini incelemeden bir şeyler yazmayı bugün erken buluyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.