Adam küçükse küçük işler büyük görünür
Başbakanın çılgın projesini duyunca 'vay canına' diyemedim. Amacım küçümsemek falan değil, açıklanan proje son derece makul bir proje de ondan, ben daha çılgın bir şeyler bekliyordum.
Çünkü en son milenyumun başlarında parti kurma çalışmaları yapan Melih Gökçek televizyon programlarında şemalarla haritalarla Kanal İstanbul'u anlatıp vaatte bulunmuştu. Osmanlıdan bu yana konuşuluyor olması ve Ecevit in gündeme taşımış olması da ayrı bir konu.
Tabi benim şaşırmamış olmam ve makul görmem projenin çılgınlığından bir şey eksiltmez.
Benim gibi siyaseti takip eden tarih okuyan insanlar bu fikri çılgın bulmaz ama bu projenin günümüz Türkiye'sinde bırakın gerçekleşme ihtimalini konuşulması bile çılgıncadır.
Düşünce bazında gündeme gelmiş düşünülmüş ve vaat edilmiştir. Ama son yıllarda gündeme getirenler ve vadedenler ciddiye alınmadığı için projeler bugünkü gibi tartışılmamıştır.
Dikkat ederseniz bugün tartışılıyor. Herkes tartışıyor. Sırf muhalefet olsun diye karşı çıkanları bir kenara koyun, proje sadece Türkiye'nin değil dünyanın gündemine oturmuştur.
Sebebi çok basit.
Projeyi gündeme getiren isim gerçekleştirme azmine, gücüne ve imkanına sahip de ondan.
Başkanlığı döneminde, susuz İstanbul'u suya kavuşturan, çöp dağlarını unutturup sokağıyla havasıyla İstanbul'u temizleyen ve olmaz denen Haliç'i o pis kokusundan kurtarıp envai çeşit balığın yaşadığı ortama kavuşturan başbakandır.
Ayrıca icraatları takip edenler çok iyi bilirler ki, 20 yılda bitirilemeyen Bolu tünelini kısa sürede bitirip trafiğe açan bu hükümet olmuştur.
Boğazın güneyinde (Marmaray) ve kuzeyinde (su isale hattı) denizin altından iki büyük tüneli kazıp bitiren de bu hükümettir. Dolayısıyla zor olan denizin altındaki tüneli açmaktır, zoru başaran hükümet yüzeydeki işi haydi haydi başarır.
Başbakan bu performansından dolayı ciddiye alınmakta ve projesi de haklı olarak tartışılmaktadır.
Benim kanaatim başbakan görevinin başında kalırsa -ki 2023 projeksiyonu ile bir şekilde kalmayı hedefliyor!- bu projenin hayata geçmesi hayal değildir.
Kaldı ki başaramasa bile benim için Türkiye'nin geldiği nokta önemlidir.
Türkiye artık ufak tefek meseleler yüzünden gerilen savrulan ekonomisi çöken bir ülke olmaktan çıkmış Kanal İstanbul gibi dev projeleri tartışan büyük bir ülke olmuştur. Bence önemli olan budur.
Halkını kendisine düşman sayan bir resmi ideoloji, çevresindeki bütün ülkeleri düşman gören bir anlayışla yıllarca oyalanıp durmuşuz. Küçük işler gözümüzde büyümüş.
Memleketi düşman çizmesinden kurtarmışız ama yöneticilerimize -istisnaları tenzih ederim- hâkim olan zihniyet bizi düşmanın zebunu haline getirmiş.
Emperyalizmin esiri olmuşuz.
Bu esaretten kurtulma reçetesi sunan kimi devlet ricali tehlikeli görülmüş ve bir şekilde etkisiz kılınmıştır.
Artık o içine kapalı fakru zaruret hali yaşayan Türkiye yok. Bugün dünyaya açılmış, vatandaşları dünyanın dört köşesinde ihale alan ticaret yapan bir Türkiye var.
Artık büyük işler gözümüzü korkutmuyor.
Kanal İstanbul da o büyük işlerdendir.
Türkiye artık yöneticisiyle ve uzmanlarıyla bu tür projelerin üstesinden gelecek inanca, azme, imkâna ve güce sahip bir ülkedir.
Arapların çok beğendiğim bir sözü vardır ki ben de merhum Ali Ulvi Kurucu beyden duymuştum, derler ki:
Tekburu fi ayni ssağırı sığaruha ve tasğuru fi aynilkebiri kibaruha.
Yani, küçük adamların gözünde küçük işler büyür, büyük adamların gözünde ise büyük işler küçülür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.