Anket parasının kaynağı
“Paramız olmadığı için anket yaptıramıyoruz” diyen Sayın Kılıçdaroğlu’na, bazı sorularım var..
Yüksek müsadenizle.. Sizleri, çok az geriye götürmek istiyorum. Deniz Baykal’ın kaset skandalının patladığı güne. Hani bazı gazeteler ağız birliği yapmışcasına, “Baykal gitmeli Kılıçdaroğlu gelmeli” yayınına başlamışlardı ya. Hani daha ikinci gün gazetelerde, “Kılıçdaroğlu gelirse partinin artı 5 puan daha fazla oyu var” araştırmaları yayınlanıyordu ya... Hatırladınız mı? Daha Deniz Baykal görevinin başındayken, Kılıçdaroğlu “gönüllerde” liderlik koltuğuna yerleştirilmişti ya.. İşte o günlere götürmek istiyorum sizi... O günlerde gazetelerde yayınlanan anketlerle ilgili bir iddiayı sormak istiyorum parası olmadığı için anket yaptıramayan Sayın Genel Başkan’a..
¥
Sayın Kılıçdaroğlu, partinizin iki numaralı koltuğunda oturan sayın Hurşit Güneş, bir araştırma şirketinin sahibine bir belediye başkanınızın telefon numarasını verip, yolun açık olsun demiş midir? Bu telefon numarası hangi belediye başkanınıza aittir? Söz konusu numarayı arayan araştırma şirketi sahibi zat, belediye başkanından, (hizmetleri karşılığı) 500 bin dolar istemiş midir? Başkan, istenilen parayı ödeyecek güçte olmadığını ifade ederek, konuyu (zat-ı âlinizin de içinde bulunduğu) yönetime iletmiş midir? Durumu kötü olduğu için o başkandan para alınmamış olmakla birlikte diğer belediyelerden toplanan paralarla anket şirketinin henüz yapılandırılmamış bir CHP için, “yeni yönetim şart” şeklinde sonuç çıkan bir anket yapmasına yardımcı olunmuş mudur?
Saygılarımla. Vatandaş..
PÜSKEVİT GÜZELLEMELERİ
Sert başladık, biraz tebessüm ettirelim yazının bu kısmında sizleri.. Devlet Bahçeli’nin klip de olan ünlü sözlerini duymuşsunuzdur; “Evinizde çocuklar, çikolatalar püskevitler”.. “Anadolu ağzı” dendi, “monşer değil ki Fransızcasını söylesin” dendi, dendi de dendi.. Ben zaten hiçbir zaman Bahçeli’nin bu ağızdan ya da söyleyişten dolayı eleştirilmesi gerektiğini düşünmedim. Benim çevremde de “püsküüt” diyen de var, “büsküüt” diyen de var, var oğlu var.. Neticede kelime, Fransızca ve İngilizce (ilk hangisi bilmiyorum) biscuit kelimesinden dilimize “bisküvi” olarak geçmiş bir kelime. Aslı da zor, dilimize kazandırdığımız Türkçesi de zor. Bahçeli’yi anlıyorum esasında.. Fakat sizlere bu konu hakkında yapılmış iki zekice espriyi nakletmeden, bu bahsi kapatmak istemiyorum. İlki Zaytung isimli mizah sitesinden geldi. Söz konusu site ünlü. Dünyayı iyi bildiğini, diplomatik meselelere hakim olduğunu söyleyerek yorumculuk yapan Banu Avar’ı, canlı yayında, ters köşeye yatırmış bir site.. Uydurma haberler yapıyor. Haberlerin gerçek olmadığını da sayfanın altında belirtiyor. Banu Avar, (işin detayına girmeyeceğim) Mehmet Haberal’ın televizyonunda, bu mizah sitesini kaynak göstererek; Sierra Leone’deki büyükelçimizin, kendisini merkeze çeksinler diye başka misyon şeflerinin yanında 1915 olaylarıyla ilgili olarak Türkiye’yi karaladığını iddia etti ve Dışişleri Bakanlığı’nı göreve davet etti. Güler misiniz, ne yaparsınız, size bırakıyorum.. İşte o sitede, “püskevit olayı” bakın nasıl hicvediliyor? “Çocuklarına püskevit alamayan anne babadan rahatlatan açıklama: (Oğlanın ne istediğini anlayamadık. Yoksa paramız var...)” Püskevit ile ilgili son not; www.puskevit.com sitesini, gündemi takip eden biri satın almış. Ve üzerine çok da uğraşmadan süper bir iş yapmış. Türk Dil Kurumu’nun, bisküvi’nin anlatıldığı sayfasına yönlendirmiş siteyi.. “Püskevit Nedir?” diye merak edip giren olursa, oradan öğrenecek.. Sayın Bahçeli’ye duyurulur. Bu aralar canının sıkkın olduğu malum, belki biraz rahatlar.. Kalın sağlıcakla.