Adaylar geceleri ne yapıyor?
Seçim çalışmaları her bölgede aynı geçmiyor. Kimi esnaf ziyaretleri yapar Anadolu’da, çay içer çorba içer seçmeniyle..
Kimi salon davetlerine katılır metropollerde. Gece yarılarına kadar süren rakılı balıklı geceler tertipler kimi. Bazısı hesabı kendi çeker, bazısının hesabı sponsoru tarafından çekilir. Sebebi belli. Hepsinin de ismi; “seçim çalışması”.. Sonuçta her milletvekili adayının gelecek her oya ihtiyacı var. Ve bu oyların nasıl çekileceği konusunda yıllar süren akademik eğitimler veren bölümler-programlar olmasına rağmen, tek bir gerçeğinin, tek bir doğrusunun olduğuna rastlanmamıştır. Sorbonne’da siyaset bilimi okur gelirsin, Ceylanpınar’da sökmeyebilir öğrendiklerin. Doğru olanın ne olduğunu bilen yoktur. En iyi bilenler, gün gelir tasfiye edildiklerinde nerede hata yaptığını bile anlayamayacak kadar meselenin dışında olduklarını fark ederler. Hatta tasfiye edileceklerini kendileri dışında herkesin bildiğine bile inanmak istemezler. Tıpkı 3 Kasım 2002’de halkın oylarıyla tasfiye olan partiler gibi ya da partilerinde yaşanan değişim nedeniyle hareketlerinden tasfiye olan siyasi figürler gibi..
¥
Buraya nereden geldik? Dahası neden geldik? “Milletvekili adaylarının geceleri nasıl geçer?” sorusuna yanıt arayacaktık aslında.. Gecelerde vatandaşın karşısına çıkan vekil adaylarına bakarak çıkarım yapmaya çalışacaktık. Muharrem İnce’nin elinde mikrofonla barda oturmuş şiir okurkenki görüntülerini hatırlarsınız. Görüntüler televizyonda yayınlandığında twitter üzerinden içkiyi bırakacağını açıklamıştı Muharrem İnce. Ama sanırım olmadı.. Neyse dedim ya kimbilir belki de seçmenin kalbini kazanabileceği yer orasıdır. Mesela Sayın Sezgin Tanrıkulu’nu ele alalım.. Seçimlere Diyarbakır’dan giriyor olsaydı ve saha çalışmasını da Diyarbakır’da sürdürüyor olsaydı, geceleri, en fazla seçmenleriyle Dağkapı’da ciğer yerdi. Yadırgayan da olmazdı onu gördüğünde. Ama şimdi Sayın Tanrıkulu’na sormak istiyorum; Geçen Cumartesi akşamı saat 23:20’de Taksim Han Geçidi Sokak’ta gördüğümüz siz miydiniz? Peki yalnız mıydınız? Gece nasıl başladıysa, öyle mi bitti? Seçim çalışmaları artık böyle mi yapılıyor?
¥
CHP’lilerin mekan tercihi ile ilgili skandalları yeni değil. Eski alışkanlık.. Mesela ne “eski yönetimin adamı” denilerek liste dışı bırakılmış ne de “yeni yönetimin adamı” olup öne çıkarılmış bir isim var CHP’de. Çetin Soysal.. Tekel işçileri ile birlikte eylem yaparken biber gazı yiyen vekil. Hatırlayın. Soysal Ankara’ya yerel politikadan gitmedir. Taban dengelerini de iyi bilir, icraatı da. Eh artık Ankara’yı da öğrendi. Ama öğrenene kadar züccaciye dükkanında da kırılmadık bir şey bırakmadı. Örneğin Beşiktaş Belediyesi meclis üyeliği yaptığı döneme ilişkin ciddi bir iddia var ortada. Sormak lazım; Sayın Soysal, belediye meclis üyeliğiniz döneminde, belediyenin kültür müdürlüğünün yetkisi altındaki işlere doğrudan müdahale ettiniz mi? Hatta görüşmelerde, zat-ı âlinize, bir parti yöneticisinin eşlik ettiği doğru mudur? Mesela “Barış Günü Organizasyonu” ile ilgili görüşmeleri siz mi yürütüyordunuz? Peki bu görüşmeleri Belediye Binasında değil de, Etiler İş Bankası’nın ikinci katında mı yürütüyordunuz? Gibi gibi... Başka sorularımız da var. Gelecek cevaplara göre icap ederse sorarız..
¥
BDP’LİLER SEÇİME GİREMEYECEK Mİ?
BDP’lilerin partilerinden istifa edip bağımsız olarak seçimlere girdiklerini biliyoruz. Peki bu istifalar neticesinde partilerindeki üyelikleri düştü mü? Gazeteci Zihni Çakır, adım adım iz sürerek, Yargıtay kayıtlarına ulaştı ve hukukun arkasından dolanmaya kalkan BDP’lilerin resmen parti üyesi olduklarını ispat etti. Neticesinde de YSK’ya adaylıklarının iptali yönünde dilekçe verdi. Başvuru evrakının eksikliği sonunda yaşananlar elbette malumumuz ama ortada bir hukuksuzluk varsa, görmezden mi gelinseydi? Kalın sağlıcakla.