Ergenekon ve PKK
SENARYO şöyle: Ergenekon AKP’ye oy kaybettirmek için PKK ile anlaşarak bölgedeki son olayları tezgâhladı...
PKK “eylemsizlik” kararı almamış mıydı? Öyleyse Uludere’de hem de sınırın öbür tarafında askerler “eylemsiz” duran 12 PKK’lıyı niye öldürdü?
Kürtleri tahrik edip bölgeyi karıştırmak için...
Öyle de oldu, tansiyon yükseldi, ılımlı Kürtler bile AKP’den uzaklaşıyor... Batı’daki şehit polis cenazeleri de MHP’yi güçlendirecek...
Ergenekon’un istediği de bu değil mi?
Bu senaryo Hitler’in “Yahudi komplosu”na benziyor.
Piknik mi yapıyorlardı?
Sosyolojik, örgütsel, psikolojik ve operasyonel birçok boyutları bulunan karmaşık olaylar yumağını böyle basit komplo teorilerine indirgemek bir fanatizm örneğidir.
Meselenin karmaşık süreçleri bir kenara, sadece “operasyonel” tarafı hakkında ne biliyoruz?
PKK’lılar sınırın hemen öbür tarafında piknik mi yapıyordu?!
CNN Türk’te Hande Fırat’ın haberine göre, askeri makamlar, bu PKK’lıların ağır silahlarla Türkiye’ye sızma teşebbüsünde bulunduğunu, onun için çatışmada öldürüldüklerini söylüyor.
Başbakan Erdoğan da dünkü konuşmasında aynı yönde şunları söyledi:
“Kuzey Irak’tan sınırdan ülkemize ağır silahlarla girmek isteyen bir terörist grubu var. Bu terörist gruba karşı sınırlarımı korumakla görevli olan askerim mücadelesini vermeyecek mi? Bunun neticesinde orada teröristler öldürülüyor.”
Büyük komplo teorileri kurmadan önce böyle bir ihtimalin de olabileceğini düşünmek gerekmez mi?!
Nerelerde hata yaptık
Elbette fevkalade karmaşık bu olaylar zinciri, “onlar terörist, ordu elbette öldürecek” basitliğine de indirgenemez.
PKK’nın silahlı ve totaliter bir örgüt olduğunu liberaller unutmamalı...
Devlet ve toplum olarak yıllardır yaptığımız hatalar yüzünden PKK’nın geniş bir halk tabanı kazandığını da hiç birimiz unutmamalıyız.
İşte gerçek: Otuz yılda kaç PKK’lı öldürüldü? 30 bin...
PKK’nın partileri ne kadar oy alıyor? 2 milyon!.. Seçmen yaşına gelmemiş “taş atan çocuklar” bu rakama dahil değil!
Hatalar için tekil bir örnek: 12 PKK’lı öldürülüyor; durup dururken öldürüldüler diye on binler ayağa kalkıyor!.. Hatta “askerler cesetlerin kulağını kesti, kolunu kopardı” diye yaygın söylentiler çıkıyor. Molotof bombaları yağmur gibi yağıyor.
Ama Genelkurmay’dan ayrıntılı bir açıklama yok!
Hülasa-i kelam: Halkın gönlünü kazanmadan bu işi çözemeyiz! Onun için demokratik açılımı destekledim... Bu tür bir açılımın 1970’lerde yapılmış olması gerektiğini, çok gecikildiği için sorunun bu hale geldiğini Atatürkçü Org. Aytaç Yalman da söylemişti. (Milliyet, 3 Kasım 2007)
Aynı düşüncelerle, Başbakan’ın bugün başlayan Siirt, Van, Hakkâri gezisinin başarılı geçmesi için dua ediyorum. Kılıçdaroğlu gittiğinde de dua edeceğim.
MHP’ye suikast
Dün de bugün de MHP’ye eleştirim vardır; özellikle “sert” havasını eskiden de eleştirirdim.
Bu ayrı bir konu.
MHP’ye yapılmakta olan “kaset suikastı”na vicdanım isyan ediyor. Kasetlerin içinde ne varsa, kasetlerin tezgâhlanması ondan çok daha büyük ahlaksızlıktır!
MHP barajı aşmalıdır... BDP’siz ve MHP’siz bir Meclis’in yapacağı anayasa topal değil, kötürüm olur!
Fakat, kasetlerin “siyasi suikast” olduğunu toplum fark ediyor, MHP hakkında mağduriyet duygusu oluşuyor, MHP oy kaybetmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.