KASTAMONU
Bir Kastamonulu olarak, tam da “6” yöneticinizin yaşantılarındaki “bozukluklara” dair “görüntülerin” gündeme geldiği esnada, bizim Kastamonu’da ne gibi mesajlar vereceğinizi, bu “yıkım”ın altından kalkabilmek için ne gibi atraksiyonlar ortaya koyacağınızı ziyadesiyle merak ediyordum.
İki kaset, 4 ‘adet’ yönetici...
Üç kaset, altı ‘adet’ daha!..
En yakınınızdaki isimlerin “Divan-Karyola” skandalları yüzünden, MHP’nin Başkanlık “Divan”ı fiilen bitmiş oluyor böylece...
Sayın Bahçeli; Kastamonu’daki konuşmanız, ne büyük sıkıntılar içinde olduğunuzu...
Ve hatta; yüzde 8’le baraj altında kalmanızın hemen ardından aldığınız istifa kararından vazgeçmekten ne denli pişmanlık duyduğunuzu hissettirdi bana.
Öylesine durgundunuz, öylesine sıkıntılı.
Şimdi...
Gelinen noktada ne denebilir ki?..
Seçimlere birkaç haftalık süre kalmış...
Önceki gün, dün, her gün yeni bir sıkıntı...
Etrafınızdaki adamlardan bazılarının böylesine berbat ilişkiler içinde olduğunu, öyle tahmin ediyorum ki, kasetler patladıktan sonra öğrendiniz...
Ben öyle tahmin ediyorum ama; dün Kastamonu’da görüştüğüm bazı MHP’li dostlarım bile destek vermedi bu tahminime!..
Diyorlar ki; “Sayın Genel Başkan, teşkilatı, hatta kadın ve aileyi teslim ettiği en yakın çalışma arkadaşlarının yaşantıları hakkında nasıl olur da bilgi sahibi olmaz!..”
Kim ne düşünürse düşünsün Sayın Bahçeli...
Lütfen; hiç olmazsa bundan sonra benim yazdıklarıma, söylediklerime “kulak” verin.
Zihninizde bir takım şablonlar var; etrafınızdakilerden bazıları sizi yanlışa yönlendiriyorlar...
“Yandaş medya”, “Candaş medya”...
Bu tür genellemeleri boş verin...
Beni tanıyorsunuz; ben Serdar Arseven, bugüne kadar ne AK Parti’den ne de bir başka partiden menfaatim oldu.
Sözümü sakınmam, menfaate yamulmam.
Kimsenin de adamı olmam!..
“Serdar MHP düşmanıdır!” filan diyerek beni karalamak suretiyle gözünüze girmeye çalışan “yaşantısı bozuk” adamlara kulak verdiniz de ne oldu?!!
İşte bu!..
Onlardan bazıları şimdi sırtınızda yük; pisliklerini temizlemeye çalışıyorsunuz yaşantısı bozuk adamların!..
Ben diyorum ki, Sayın Bahçeli;
Hiçbir şey için geç değil, umarım MHP barajı aşacaktır...
Ve bu süreç size, dostunuzu ve düşmanınızı ayırt edebilme imkanını sunmuş olacaktır...
Partiniz barajı aşamazsa, yapabileceğiniz bir şey kalmıyor...
Aşabilirse...
Yepyeni bir sayfa açabilirsiniz...
Bu millet çabuk kızar ve ne güzel ki çabuk da affeder.
Bugüne kadar özeleştiri yaptığınıza hiç şahit olmadım.
Bundan sonra, seçimin hemen ardından bu eksikliği giderebilirsiniz.
Bu ülkeye büyük hizmetleriniz de oldu; Sezar’ın hakkı Sezar’a...
Mesela; ülkenin “çatışma ortamına” girmemesi için ne büyük gayretler sarf ettiğinizi, teşkilata uyarı yazıları göndererek “MHP’li ülkücüleri” provokasyonlara karşı uyanık tuttuğunuzu çok iyi biliyoruz.
Kritik noktalarda sorumlu davrandınız; sokağı “çözüm yeri” olarak gösteren şer odaklarına karşı iyi direndiniz...
Bu “iktidarı sola teslim etmek” gibi bir büyük kabahati örtebilecek kadar büyük hizmet...
Şimdi...
Bundan sonra iktidarı ve Başbakanlığı sola teslim etmek,
Kemal Kılıçdaroğlu gibi zâtlara “gül” uzatarak bir yerlere gelmeyi ummak,
Ergenekon sanıklarını aday yapan CHP’nin günahına ortak olmak,
“dâvâ” için ömürlerini vermiş kahraman Ülkücülere olmadık hakaretlerde bulunmak,
MHP’ye büyük katkılarda bulunmuş isimleri dışlamak gibi büyük hatalardan arınmak,
Ve yepyeni, bembeyaz bir sayfa açmak mümkün.
“Şer gibi görünende Hayır!..”
Referandumda “hayır”a oynamak suretiyle bir büyük yanlışa daha imza atmış olmanızı bile “Hayır”lı bir dönüşüm için değerlendirebilirsiniz...
“MHP mutlaka baraj altında kalmalı” diyenlerden değilim...
Aksine; MHP’nin barajı aşmasının özellikle “Yeni Anayasa”nın mümkün olan en geniş mutabakatla kabulü bakımından faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Tekrar edeyim: Umarım barajı aşarsınız...
Ve umarım geçmişten ders alırsınız!..
Yolunuz ve yüreğiniz açık olsun Sayın Bahçeli!..