Önceki gün memleketi Tunceli’den seslendi.
Açık açık BDP’li bölge belediyelerine destek vererek, KCK mensuplarına sahip çıktı.
Ferman buyurup, “Seçimle gelmiş belediye başkanlarına saygı göstermemiz lazım. A veya B partisi fark etmez. Halkın oylarıyla, seçimle göreve gelmiş belediyelere saygı duyacaksınız” dedi.
Bir adım daha ileri giderek, yargı kararlarından hükümeti sorumlu tutup, “Bu insanları aylarca hapiste tuttunuz, tutmaya devam ediyorsunuz. Bizim iktidarımızda bunlar olmayacak” diye konuştu.
KCK’lıları kastediyor.
Ve “İktidar olduğumuzda teröristleri serbest bırakacağız” demeye getirdi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu...
Tıpkı referandum öncesi Van Mitingi’nde PKK’lılara genel af vaat ettiği gibi...
Ne garip tevafuktur ki; Kılıçdaroğlu’nun Tunceli’de KCK mensubu BDP’li belediye başkanlarına sahip çıktığı saatlerde iki polisimizi şehit eden katilin, “BDP'li belediyenin kadrolu şefi” olduğu ortaya çıkıyordu...
Hatırlarsanız Türkiye, 11 Mayıs’ta Şırnak Silopi'den gelen acı haberle yasa boğulmuştu.
Eli kanlı hainler, Silopi'de nöbet tutan devletin iki polisini tarayarak şehit etmişlerdi.
Şehit olan polislerden Muharrem Ünlü daha 29 yaşında, Gökmen Şimşek ise bir hafta sonra düğün yapacak olan 25 yaşında gencecik bir vatan evladıydı.
Peki, BDP’nin bu katliamla alakası neydi?
İşte günler süren soruşturma sonrasında o karanlık ilişki tespit edildi.
Emniyet güçleri derinleştirdikleri teknik takip sonrasında şok bir isme ulaştılar.
O isim BDP’li Silopi Belediyesi’nde temizlik şefi olarak görev yapan M.Y. idi.
M.Y., gözaltına alındı.
Çelişkili ifadeler veren M.Y., suçlamaları ilk önce reddetti.
Zanlı olay günü önce dedesine, ardından da hastaneye gittiğini anlattı.
Ancak yapılan soruşturma sonrası M.Y.’nin iddia ettiği yerlerde bulunmadığı kanıtlandı.
Şüpheli M.Y. savcılık tarafından mahkemeye çıkarıldı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İyi mi?
Kılıçdaroğlu ise çıkmış iktidara geldiklerinde M.Y. ve M.Y. gibilere özgürlük sağlayacağını vaat ediyor.
Onlara saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyor.
Bir önceki yazımda Kılıçdaroğlu’nun daha çok KCK Eş Başkanlığı’na yakıştırıldığını söylemiştim.
Zihin haritasını ve geçmişini iyi bilenler onu, KCK Eş Başkanlığı’nın da kesmeyeceğini iddia ediyorlar.
Argüman olarak da;
KCK mensubu BDP’li belediye başkanlarına sahip çıkışını, genel müdürlüğü döneminde SSK’ya yerleştirdiği PKK’lı teröristlere genel af isteyişini, BDP ile birlik olup öldürülen 12 PKK’lı için Diyarbakır’da yas ilan edişini gösteriyorlar...
Evet, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu eylem ve söylemleriyle gırtlağına kadar teröre bulaşanları memnun edeyim derken, bu vatan uğruna canını verenlerin yüreğini yakıyor...
Şehitlerin kemiklerini sızlatıyor...
Tıpkı devletin hâkimini katleden Yılmaz Güney’in Paris’teki Ermeni Mezarlığı’nda bulunan kabrini ziyaret ederek Hâkim Sefa Mutlu’nun 95 yaşındaki annesinin yüreğini yaktığı gibi...