Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sivas dâvâsı... Kürt ve Türk Irkçıları!..

Sivas dâvâsı... Kürt ve Türk Irkçıları!..

Evveeet...
Her gelişme, yıllar boyunca yazdıklarımızın ve hatta büyük olayların meydana geldiği anda yazdıklarımızın teyidi anlamına geliyor.
İşte;
Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı, Sivas olaylarının başını çeken “PKK”lıları görüntülerden teker teker tespit etti!..
Ve bu durum;
her biri üçer, beşer günlük en az 20 Sivas seyahati gerçekleştiren,
sanık ve maktul yakınları, tarafların avukatları ile bir araya gelerek konuyu enine boyuna irdeleyen,
dönemin etkili siyasilerini her fırsatta sıkıştırmak suretiyle malzeme çıkartmaya çalışan bu kardeşinizin “Yargılama yeniden yapılsın” çağrılarına iyice kuvvet kazandırdı.
Sivas olaylarının hemen ertesinde gerçekleştirilen “Başbağlar katliamı”nın arkasındaki “derin devlet” tezgahını iyice deşmekten “başka yol yok” artık!..
BİR “TESADÜF”
Şu 33 meselesi.
Sivas olaylarında 33 kişi ölüyor, hemen arkasından Başbağlar’da 33 kişi katlediliyor ve Sivas davasına bakan mahkemeden 33 idam çıkıyor.
Üç, üç, üç...
Eline, diline, beline!..
Her şey bir yana; “sanıklar” nasıl belirleniyor?..
Şöyle:
Sivas olaylarının meydana gelmesinden üç gün sonra bir yazı dizisi başlıyor malûm gazetede:
“Elebaşıları açıklıyoruz!..”
“Sol militanların” ağırlıklı olarak yaşadığı bir “Sivas Mahallesi”ne, “ihbar tahtası” koyuyorlar abi...
Her bir “sol militan” kime kızdıysa onun ismini yazıyor oraya.
Ve tahtanın başına yerleştirilen malûm gazete muhabiri (!!!), merkeze “uygun görülen” isimleri bildiriyor...
O isimler de “Elebaşıları açıklıyoruz” listesine giriyor.
Ve o girenlerin büyük bölümü de “Sanık” oluyor!..
Resmi kayıtlara göre Sivas olaylarına 25 bin kişi katılmış ve bunların içinden “uygun” görülenler “sanık” olarak belirlenmiş!..
Neye göre sanık?..
Malûm gazetenin listesine göre!...
Amma acayip bir uygulama değil mi?..
Şimdi sıkı dur ve şu manzaraya bak:
Özgür Gündem adlı PKK destekçisi- “Kürt Ulusalcısı” gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, Sivas olaylarının hemen öncesinde,
“Türk Ulusalcısı” (!!!) malûm gazeteye yine Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak geçiyor!..
Dikkatinize; bir adam, önce “Kürt” ve hemen ardından da “Türk” ulusalcısı bir gazetenin başında!..
(Irkçılar böyle kardeştir işte; anaları farklıdır, babaları ise “derin devlet”tir!..)
Efendim;
bu “derin devlet çocuğu”nun ilginç geçişiyle birlikte, malûm gazetede bir yandan o rezil “şeytan ayetleri” adlı kitap tefrika ediliyor, diğer yandan da “Mezhep çatışmasını” (!!!) öne çıkartan yazı dizilerine yer veriliyor...
Öbür taraftan da, dönemin “derin koalisyon”unun derin isimleri harıl harıl “Sivas’ı yakmak” için çalışıyor!...
Ve Sivas böylece yakılmış oluyor!..
¥
“Vakit” her gerçeği ortaya koyar;
süreç içinde malûm gazetenin “kafa” yöneticileri Ergenekon sanığı oluyor, sanıklar arasında Özgür Gündem ve malûm gazetenin “Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü”nü üstlenmiş olan zat da var!..
İddianamede, “PKK-Ergenekon” bağlantılarını ortaya koyan bir dolu belge, bilgi, görüntü, şu, bu...
Evet...
Vakit tamam gayri; Sivas davası yeniden görülmeli...
“İdam” ya da şimdiki haliyle “Ağırlaştırılmış Müebbet” mahkûmlarının durumları yeniden ele alınmalı...
Hadi!..
DEVLET BAHÇELİ’YE AYIP!..
Devlet Bahçeli ve politikaları... Bu konudaki görüşlerim belli...
Bununla birlikte, sözde “kulis bilgilerine” yaslandırılan bir takım çirkin iddiaların, elde bilgi, belge olmaksızın gündeme getirilmesini tasvip etmek de mümkün değil.
Bu görüşümü, hafta sonunda bir araya geldiğim bir grup Ankara’lı Ülkücü ile görüşmemde ve dahi Beyaz TV’deki “Yüksek Gerilim” adlı programda dile getirdim.
Buradan da sesleniyorum;
MHP yönetiminin en büyük “kusuru” icraatsızlık, projesizlik.
Yönetime buralardan yüklenmek bir “Milli Görev”dir.
“Kaset skandallarının” ortaya koyduğu olumsuzluklar da “yorum” konusu yapılabilir...
Ama, iş “gıybet” noktasına vardırılırsa orada ben olmam.
MHP yönetiminin bana haksızlık yapmış olması da bu tavrımı değiştirmez!..
Delikanlılıktan taviz vermeyecen arkadaş!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi