Küçük Brütüs İddianamesi
Siyasette kasetler denince akla hemen MHP geliyor. Ama unutmayın ki, CHP, iki kasetli milletvekilini yeniden aday yapmakta bir sakınca görmedi.
Deniz Baykal ve Akif Hamzaçebi’den söz ediyorum. Deniz Baykal’ın kasedinde fatura Nesrin Hanım’a kesilmişti zaten. Akif Hamzaçebi’nin kasedinde de yine Hamzaçebi’nin yanındaki kadınla ilgili iddianame tanzim edildi.. Kasette görülen kadın hakkında 2 yıldan 6 yıla kadar hapis isteniyor. Bu iş böyledir zaten. En açık örneği popüler kültürden.. Aynı dizide rol alan iki başrol oyuncusu aynı dönemlerde eşlerine ihanet etmişlerdi. 7-8 yıl öncesinden söz ediyorum. Biri eşi askerdeyken eşinin bir arkadaşıyla birlikte olmuştu. Diğeri ise hayat kadınlarıyla alem yapmıştı. Kadınlar ise birlikte olduğu aktörü deşifre etmişlerdi.. O dizinin yapımcısı ise ne yaptı biliyor musunuz? Sadece kadın oyuncu ile yollarını ayırdı. Erkek oyuncu yoluna devam etti.. Bugün CHP’deki bu tabloya baktığımda o dizi geliyor aklıma.. Akif Hamzaçebi genç bir kadının evine gitmekte bir sakınca görmüyor. Tarif etmekte güçlük çekeceğim hamleler yapmakta sakınca görmüyor. Ama iddianameye şöyle yazdırıyor; “Beni babalar gününde aramıştı. Bir yerde buluşup kahve içecektik. Bir baktım evinin adresini mesaj atmış bana.” Bu mudur savunmanız? CHP olmasaydı biz neye gülecektik böyle ya?
¥
Sayın Kılıçdaroğlu, yazının bundan sonrasını dikkatli okuyun lütfen. Listede yer verdiğiniz ve parlamenter olarak birlikte yol yürümekte sakınca görmediğiniz Akif Hamzaçebi ile ilgili, kendi verdiği bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.. 2 Temmuz 2010 günü, zat-ı âliniz, Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ ile birlikte; bir üsteğmen ile uzman çavuşun şehit olduğu Pervari’deki komando taburunda duygusal anlar yaşarken, Hamzaçebi aynı dakikalarda başka duygusal anlar üzerindeymiş. (Bu bilgi tamamen CHP’nin resmi programı ile Hamzaçebi’nin iddianamesinin karşılaştırılması sonucu ortaya çıkan bir bilgi..) Sizin elleriniz kahraman Mehmetçiğin omuzlarındayken, gözleriniz cephenin karşı kıyısındaki dağlardayken…. Bilin bakalım Grup Başkanvekilinizin elleri ve gözleri neredeymiş? Takvime bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. FARKLI ÜLKÜCÜLER EYLEMSİZLİK KARARI ALDI
Pazar günü “Başbuğ Ülkücüleri” eylemsizlik kararı aldıklarını açıkladılar. “Bizi mecbur etmedikleri sürece 13 Haziran sabahına kadar artık hiçbir şey yayınlamayacağız” dediler. Seçim sonrasına kadar eylemsizlik.. Seçimlerden sonra ise film kaldığı yerden devam edecekmiş. Aslında tam da kaldığı yerden değil galiba. Birkaç gün evvel, Tevfik Diker’le konuşuyorduk. Aynen şöyle dedi; “Turbun büyüğü heybede” … Peki ama eğer heybede büyük bir turp varsa, neden küçük turplar yedi MHP seçmeni? Bu sorunun yanıtı yok gibi.. Ama asıl soru şu; “önce Bahçeli’nin bırakmaması halinde operasyonun genişleyeceği uyarısında bulunan farklı ülkücüler, ne oldu da Bahçeli’nin istifasını istememe kararı aldılar?” Daha sadece istifasını istememek değil geldikleri son durum. 13 Haziran’a kadar yeni bir kaset de yayınlamama sözü verdiler. Bunun tek bir açıklaması olabilir.. Anlaşma sağlandı.. MHP’ye oy verecek olan seçmenin haberi olsun. Lideriniz birilerine bir takım sözler vermiş olabilir.. Dahası ne tip sözler verdiği konusu da çok tartışmalı.. Kalın sağlıcakla.