Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Sandık güvenliği tehlikede

Sandık güvenliği tehlikede

Güneydoğu’yu kastediyorum.
O yörede üçlü dayanışmanın sertleştiği manzara seçim havasının pek de iyi gitmeyeceğine delalet ediyor. Uyanmasınlar diye yurtları ateşe verenler elbette ki sandıklara acımazlar. Sade sandıklar değil, halkın alternatif cuma namazlarına yönlendirilmesi de bir başka tehlikedir. Gerçi bu yönlendirme işi, ortam istismara müsait olunca Müslüman Kürt halkının dini duygularını okşamıyor diyemeyiz.
Diyanet, belli günlerde Mustafa Kemal ile arkadaşlarına cemaati yatırıp kaldırınca arkasından ister istemez hutbe adabına karşı sorgulama başlıyor.
Cuma namazının sahih olup olmadığı düşüyor gündeme.
Bu konuyu kaç defa yazdım.
Mustafa Kemal, isteseydi sağlığında ismini hutbelerde okuturdu.
Onun cami cemaatinden şimdiye kadar öyle bir talebi olmadığı halde, birileri bu konuyu ille de kaşıyarak vaziyet çıkarmaya çalışıyor.
Herkes biliyor ki Mustafa Kemal’in bazı arkadaşları “Müslüman olduğumuz için geri kaldık, Hıristiyan olalım” demişlerdi.
Ülke yıllardır bu düşüncelerle gitti geldi.
Bu gibilerine camiden imam dua ettirince Kürt olmaya gerek yok, ülkenin her köşesindeki Müslüman, maksat taşıyan bu tip dualardan elbetteki rahatsızlık duyar.
Ne var ki, eleştiriyi samimiler yapacağı yerde bölücüler ele aldığında asıl tehlike buradan başlıyor. Yanlışı düzeltelim ama bölücülüğe malzeme yapmayalım.
Bir de Karargah Evleri tarafından garnizonlardan kaldırılan cuma namazları ile ezanlar karıştırıcının elinde kışkırtma malzemesi oluyor.
Diyorlar ki “askerlik yaptığınız ocak sizin dininize karşı.”
Aynı mantıkla “Kafir asker, kafir devlet” giriyor vizyona.
O zaman ırkçılığın hangi dalda oynadığına aklı ermeyenler gönüllü olarak dağın yolunu tutuyor. Onunla da kalmayarak yardım ve yataklık ediyor.
Teşhisimizi iyice koyalım ki tedavisi kolay olsun.
Kışla eskiden peygamber ocağı idi, şimdilerde peygamber ocağında ezan bile okunmuyor. Bu rezalet uygulama kimin eseri ise alsın da başına çalsın.
Ezan susan yerde bir gün bayrak da dalgalanmayacak demektir. Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Fisunoğlu, Nuriye Akman’a vermiş olduğu röportajda öyle diyordu:
“Türk ordusunda namaz kılmak iyi karşılanmaz.”
Namaza karşı olana imam camide dua ettirince bozguncuların işi daha da kolaylaşıyor.
Gedikleri alıyorlar, milletin başına bela olarak sarıyorlar.
Gerçekler halka anlatılmıyor.
Birkaç emekli general ekranlara çıkıp “yok öyle bir şey, hepsi yalan” demelerine bakmayın, Ordu içerisindeki karargah evleri yalan değil, iftira değil.
Bu evleri kuran ve işletenler cumaları yasaklayıp dindar subayları görevden uzaklaştıranlardır. İddianameler üç türlü evin olduğunu söylüyor.
Karargah Evler çekirdek kadro, diğerleri Aydınlanma ve Yeni Adam Kazanma evleridir. Ortak paydaları milletimizin inancı...
Şimdi de bakıyoruz ki aynı yapılanmada seçim çalışmaları var.
Güneydoğu kıskaç altında...
Burada görev elbette ki YSK’ya düşüyor. Y.Seçim Kurulu elini çabuk tutar gerekli önlemleri alınmazsa korkarım seçim sonrasında “sandıklara hile karıştırıldı” suçlaması ile karşı karşıya kalırız. Olaylar da çıkabilir...
Bana göre en yakın tedbir, nüfusu az olan yerlerdeki sandıklar merkezi noktalara taşınmalıdır. Ama hemen. Merkezde hem güvenlik kolay sağlanır, hem de kimin kime oy verdiği pek belli olmaz... Değilse, yöredeki seçimler tehlikede...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi