Star Ana Haber'deki utandıran görüntü..
“Azzz sonraaa” adını açıklayacağım ana haber bültenini Perşembe akşamı izleyememiştim; dün “samanyoluhaber.com”u okuyunca haberdar oldum.
Konu şu: Mutfağının başında Hürriyet yazarı Yılmaz özdil'in bulunduğu Star Haber'de öylesine vahim bir haber yayınlanmış ki bahsedeceğim haberi sitedeki videodan izleyince içimden “Yazıklar olsun..” dedim.
Ama ayıptır söylemesi benim “içim dışım bir” olduğu için, içimden söylediğim bu “Yazıklar olsun..” cümlesinin içimde kalmasını istemedim.
Şimdi “Nalet olsun içimdekini dışarı yansıtma sevgisine..” diyerek burada da aynen tekrar ediyorum:
“Bu haberi hazırlayana yazıklar olsun..”
Haber şu: Milli voleybolcu Aysun özbek başörtüsü takmaya başlamış ve profesyonel oyunculuğu da bırakmış..
Şimdi bu bir haber midir? Evet bu, dünyanın her tarafında bir haberdir.
çünkü voleybol “mayo gibi” bir giysiyle yapılan bir spordur ve neredeyse kalçalarını göstermekten kaçınmayan birinin bacaklarını kapatmayı bırakınız başını dahi örtmeye karar vermesi netice itibariyle bir haberdir. Ancak bu, ancak bu kadardır.. ötesi, haber değil kapanmaya karar veren bir genç kızı ve onun üzerinden de kapanan tüm insanları linç etmektir.
Linç etmektir; çünkü yapılan haber tam manasıyla terbiye sınırlarını aşmaktan başka bir şey değildir.
Ekranın sağ kenarına “özel haber” spotunu yerleştirmek, “özel bir gayret gösterildiği” gerçeğini örtbas etmenin mazereti değildir.
Haber önce acayip bir “gerilim” müziğiyle açılıyor ve izlerken sanki Tarantino'nun Günbatımından Şafağa isimli filmini izlerkenki korkuya kapılıyorsunuz.
Ve ekranın altına “Yılın smaçı” diye yazılarak güya espri yapılıyor ve bizden gülmemiz isteniyor.
Oysa “gerilim müziğini” fona yansıtarak bizi “korkutan” bir filmde, bizden gülmemizi istemek herhalde “korkunç derecede komik” bir durumdur!
Ve filmin pardon haberin sonuna doğru “mesaj kaygılı, sosyal içerikli” bir alt yazı daha beliriyor ve İran'daki kapalı sporcuların görüntüleri eşliğinde şöyle deniliyor:
“Yoksa bizim sporcular da İranlılar gibi mi olacak?”
Hayır hayır, bu bir haber değil, bu bir paranoyadır, o değilse şizofrenidir.
Aslında Uğur Dündar'ın en büyük talihsizliği, Yılmaz özdil'le birlikte çalışıyor olmasıdır.
Bir insanın başını örtme kararını vermesini “özel haber” adı altında yayınlayarak “umuma şamil” kılmak ne zamandan beri habercilik oldu?
Bu tavrın, tıpkı Nuh Gönültaş'ın, Leyla Gençer'in naaşının yakılmasından hareketle “Gencer, küllerini Ortaköy'e saçtırıyor. Madem öyle külleriniz de İtalya'da kalsın, niye kirletiyorsunuz suyumuzu?” demesinden ne farkı vardır? (Bugün gazetesi. 14.05.2008)
Aysun özbek bireysel bir tercihle başını kapatmış; Leyla Gencer ise yine bireysel bir tercihle, yakılmak istenmiş..
Başını kapatan üniversiteli kızlara yönelik “üniversitemizi kirletmeyin” demekle, küllerini boğaza döktürmek isteyenleri “Suyumuzu kirletmeyin” demek arasında saygısızlık noktasında hiçbir fark yoktur.
Yani Leyla Gencer'in külleri boğaza dökülmeyip mezara konulmak isteseydi “Topraklarımızı kirletmeyin..” mi diyecektik?
Yani “suyumuz” bu kadar kıymetli de “toprağımız” bu kadar kıymetsiz mi?!
Kaldı ki küllerin “bu topraklardaaaa..” (Biraz Nihat Genç üslubu oldu ama varsın olsun..) kalması yerine boğaz sularına savrulması daha iyi değil mi?!
çünkü topraklarımızda kalırsa, kalmış olacak.. Ama boğaza dökülürse bu küller büyük ihtimalle bizim kıta sahanlığımızda bulunan karasularımızdan ayrılıp Yunan sularına gitmiş olacak(!)
Yani “korkmamıza” gerek yoktur!
İşte bazıları reytinglere takla attıran haberlere imza atmak yerine, takla atarak reyting yapmayı tercih ediyor. Bir de şu var tabii.. Anılan video haberi sonuna kadar izledim; baktım ki haberde Aysun özbek'in milli takım oyunculuğuna vurgu yapılıyor ama Vakıfbank Spor takımında oynamasına değinilmiyor.
Oysa bekliyordum, Yılmaz özdil'den gerçekten bekliyordum ki bu habere şunu da eklesin..
Misal desin ki: “Bu işin içinde bir iş var.. Aysun, Vakıfbank'ta oynuyor.. Vakıfbank kime yüklü kredi verdi? Sabah'ı alan Ahmet çalık'a değil mi? Yani Aysun'a başörtüsü taktıran sakın Erdoğan olmasın?”(!)
Ve ekranın sağ kenarına ise sarı zemin üzerine “özel Haber” mi yazar, “Detay Haber” mi yazar, yoksa “Ofsayt Haber” mi yazar bilemiyorum.
O kadarı artık kendi cibilliyetine pardon kabiliyetine kalmış!